„Ancak içinde yumuşak ve uygar etkiyi ifade eden John Thornton'a duyduğu büyük sevgiye rağmen, Kuzeyin içinde uyandırmış olduğu ilkelliğin izi de canlı ve etkin kalmıştı. Ocağın yanında ve bir çatı altında yaşamanın vermiş olduğu sadakat ve bağlılık hâlâ vardı, ancak vahşilik ve hinliğini de yitirmemişti. Nesillerce uygarlığın işaretleriyle damgalanmış yumuşak huylu Güneyli bir köpekten ziyade, John Thornton'ın ateşinin yanında oturmak için yabanın içinden çıkıp gelmiş, yaban hayata ait bir vahşiydi o. Duyduğu çok büyük sevgi nedeniyle bu adamdan hiçbir şey çalamazdı, ama başka her kamptaki her adamdan çalarken bir an bile düşünmez, çalarken gösterdiği kurnazlıkla da yakalanmadan kalırdı.“