Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dr. HH

Sabitlenmiş gönderi
„Kendisine saldırmak isteyen köpeğe dokunmamak için harcadığı çaba öylesine büyüktü ki hızını alamayıp arka ayakları üzerine çöküverdi. Karşısındaki çoban köpeği dişiydi, büyük bir engel demekti bu, dişiye saldırmanın soy yasalarına aykırı düştüğünü içgüdüsel olarak anlıyordu.“
Reklam
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Savaş Atı
Savaş AtıMichael Morpurgo
8.4/10 · 1.161 okunma
Lavinia
Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal. Sana gitme demeyeceğim. Gene de sen bilirsin. Yalanlar isteyorsan yalanlar söyleyeyim, İncinirsin. Sana gitme demeyeceğim, Ama gitme, Lavinia. Adını gizleyeceğim Sen de bilme, Lavinia.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Senin öfkene nasıl dayansın kızcağız?” “Benim öfkem bir efsane, albayım. Tiyatro seyreder gibi bakıyorlar benim öfkeme. Biraz fazla kaçtı mı, oyunun yarısında bırakıp çıkıyorlar. Sizin gibi seyirci nerede, albayım?”
Biliyor ama, albayım, biliyor: Bir noktada benim de bunlara dayanamadığımı biliyor, her şeyden kaçtığımı biliyor.
Reklam
Gözdeki
Bana senin için, O mu, diye sordular. O değil, dedim onlara.. Anladılar.
“Nereye gidiyorsun?” diye telâşlandı ihtiyar adam. Hikmet, kötü kötü güldü: “Merak etmeyin albayım; öfkeme aldırmayın. Ben onun yanına gidince köpek gibi olurum şimdi. Süt dökmüş kedi gibi olurum. Bütün böyle şeyler gibi olurum. Giderim, merhaba demeden yanına otururum; bir süre domuz gibi susarım. Hayvanat bahçesine çeviririm orayı: Aslanlar gibi saldırırım. Artık şahsiyetimi buldum albayım. Sevgi’ye de gösterdim sonunda. Önceleri bir süre –şahsiyetimi bulmamıştım daha o zaman– yumuşak bir ev hayvanı gibi oturdum; mutfakta beslendim bir inek gibi.” Oturdu: “Hayvanlar âlemi diye sembolik bir oyun yazalım albayım; orada ben her kılığa gireyim, olur mu?” Soluk soluğa kalmıştı. “Neden gecekondumda oturmasını bilemedim albayım.”
Nisanın 23ü!
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun:) inşallah her çocuk bayramını gönlünden geçtiği gibi kutlar 🥳
“Neresi ciddi, neresi alay anlaşılmıyor ki,” diye şikâyet etti albay. “Oğlum sen, bu her şeyi birbirine karıştırmanla, hiç bir zaman gereken alâkayı göremeyeceksin.” “Görmek istemiyorum albayım,” diye elini başına vurdu Hikmet. “Bilge’ye de bunu yapıyorum: Her şey, anlaşılmaz bir karmaşıklığa bürünüyor.” Bazen ben bile hangi durumda olduğumu unutuyorum.” Durdu, “Kendimi bir şey sanıyorum onun yanında. Onun benden önce bir şeyler yaşamış olmasına dayanamıyorum. Şimdi de benim dışımda bir şey düşünmesine, hissetmesine katlanamıyorum.”
Reklam
Hüsamettin Bey, “İngilizler de nereden çıktı?” diye sordu. “İngilizler her yerden çıkarlar albayım, her yerde bulunurlar. Olayların dengesini sağlamak için muhakkak bulunurlar.
Ve kendi çirkinliğime yüzümü buruşturarak uyandım. Her fırsatta, küçük bir zayıflık sezdi mi mesele çıkaran, sonra üzerine yürününce de kendine acındırmak için sahte duyarlıklara başvuran zavallı ‘ben’i gördüm. Kendime acındırmayı bir sanat haline getirmeğe çalıştığımı anladım.”
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London
8.5/10 · 76bin okunma
“Kendini yakıp bitiriyorsun oğlum Hikmet,” dedi Hüsamettin Bey. Hikmet atıldı: “Değil mi albayım?” Kâğıdı sehpadan aldı: “İnsanlık öldü. Belki de hiç yaşamamıştı. Belki de benim insanlığım diye bir şey yoktu. Ben hücremde yanlış hayallere sürüklenmiştim. Korkaklığımı insanlık sanmıştım. Yalnızlığı insanlık saymıştım. Batıda böyle şeylere önem vermiyorlar albayım. Biliyorlar bütün bunları: İnsanın ruhunu okuyorlar. Fakat onlar da mutlu değil albayım. Ne var ki, boş hayallere kapılmamayı biliyorlar. Kaç asrın tecrübesi, kolay mı?”
Fakat beni anlıyor: Bütün geçmişimi anlattım ona, hep haklı çıktım.
1.325 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.