Başımı pencereden içeriye çekerek beyin, her şeyimiz tümüyle ona dayanmasına karşın onunla ilgili hemen hemen hiçbir şey bilmediğimiz gerçekten çok esrarengiz bir organ, diye düşündüm. Neden, kimi etkiler sonucunda bedende oluşan gerginlikler benzeri ayrılıkların ve bölünmelerin zihinde de ortaya çıktığını hissediyordum? 'Aklın bütünlüğü' derken kişi neyi kastediyor, diye düşündüm. Aklın, belirli bir an belirli bir noktada yoğunlaşmayı sağlayan öylesine büyük bir gücü vardı ki, görünürde tek bir varoluş biçimi olamazdı. Örneğin, kişi kendini aşağıdaki insanlardan ayırıp onların dışında, yüksekteki bir pencereden onlara bakarken kendini düşünebilir. Ya da bir haberin okunmasını bekleyen bir kalabalığın içinde, öbür insanlarla bir arada aynı şeyleri düşünebilir."
Sayfa 109 - İletişim Yayınları, Çeviren: Suğra Öncü