Doldurdu gırtlağını kalbinden esen rüzgâr
Dağıldı sessizce yaralarına
Kalbin ki susarak neler söyledi
En güzel şiirler bile uzaktı ona
Şimdi uykusunda kıpırdayan çocuklar
Rüzgârlarınla uçuşan kar gibidir
Ve dalgın gözlerin şefkatle aralanıp
Kelebekler döküyor onların titreyen kanatlarına
Uzanıp gidiyorsun belli belirsiz
Bir tutam kan sıcak nefesiyle dostların
Kâkül gibi kıvrılıyor alnında
Süngülenmiş bahar kadar dokunaklısın
Süngülenmiş bahar kadar incelen hayal
Tanımsız duygularla katıldı sana
Gülümsedin papatyadan örülmüş bayırlar gibi
Kuşlar doldu koynuna gülümserken
Hasretin derinleştiği anda
Kapıştılar kabaran bağrındaki dehşeti
İşte derelerin kıyısında sevişen serçelerin
Arılar topluyor sevinçlerini
Oynarken gölgesinden ürküyor sincap
Sabahın boşluğuna serpildi kırlangıçlar
İşte yayla serin boylu boyunca
Kan sıcak
Ses yankı veriyor mağara önünde
Yıldız dökmek isteyene zorlu dağlar var
N.Behram, 1971