Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Yaşamın başlangıcı, tahminlere dayansa da, araştırma için yıldızı parlayan bir konudur. Bu araştırma için gerekli uzmanlık alanı kimyadır ve bu benim alanım değil. Gelişmeleri çok büyük merakla kenardan izliyorum ve eğer önümüzdeki birkaç yıl içinde kimyacılar laboratuvarlarında yeni bir yaşam başlangıcını başarılı bir şekilde doğurduklarını bildirirlerse hiç şaşırmam. Bununla beraber bu henüz gerçekleşmedi ve gerçekleşmesi olasılığının son derece düşük olduğunu söylemek mümkün. Sadece şimdi değil, geçmişin her noktasında da son derece düşüktü, ancak bir kez gerçekten yaşandı! Tıpkı Goldilocks yörüngelerinde yaptığımız gibi, konuyu şöyle ortaya koyabiliriz: Hayatın ilk ortaya çıkışı ne kadar olasılıksız olursa olsun onun Dünya'da gerçekleştiğini biliyoruz çünkü buradayız. Ve tıpkı sıvı su konusunda olduğu gibi, neler olduğuna dair açıklama için iki varsayım bulunur; tasarım varsayımı ve bilimsel ya da "antropik" varsayım. Tasarım yaklaşımı, kasti bir mucizeyi şekillendirmiş bir Tanrı olduğunu ispatsız olarak kabul eder. Bu Tanrı yaşam öncesi çorbaya kutsal ateşini yollayarak, kariyerinin bu önemli noktasında, DNA'yı veya onun eşdeğerini ilk kez ortaya çıkartmıştır. Goldilocks'da olduğu gibi, bir kez daha tasarım varsayımına karşı olan antropik alternatif istatistikseldir. Bilim insanları büyük sayıların büyüsünün yardımına başvururlar. Evrende yaklaşık 100 milyar galaksi ve sadece bizim galaksimizde 1 ila 30 milyar arasında gezegen olduğu kestirimi yapılmıştır. Alışıldık ihtiyat nedeniyle birkaç sıfırı silsek bile, bir milyar kere milyar, evrendeki geçerli gezegen sayısı için ılımlı bir tahmindir zaten. Şimdi, hayatın ilk ortaya çıkışının veya diğer bir tanımla DNA'ya eşdeğer bir şeyin kendiliğinden ortaya çıkmasının gerçekten hayret verici düzeyde olasılıksız bir olay olduğunu varsayın. Bir milyar gezegenden yalnızca bir tanesinde meydana gelecek kadar olasılıksız olduğunu düşünün. Araştırmaları finanse eden bir kuruluş, kendisine önerilen araştırmanın başarı şansının yüzde bir olduğunu itiraf eden herhangi bir kimyacıya kahkahalarla gülerdi. Fakat biz burada milyarda birlik ihtimallerden bahsediyoruz. Yine de... böylesi saçma şekillerdeki düşük ihtimallere rağmen yaşam hala "bir milyar" gezegende başlamış olabilir çünkü milyar kere milyar gezegen vardır ve tabi ki Dünya yaşamın başladığı gezegenlerden birisidir. Bu sonuç oldukça şaşırtıcıdır, bu yüzden tekrarlayacağım. Bir gezegende kendiliğinden yaşamın başlaması ihtimali milyarda bir bile olsa, bu sersemletici düzeyde olasılıksız olay yine de "bir milyar gezegende daha" oluşacaktı. Hayat barındıracak bu milyarlarca gezegenden herhangi bir tanesini keşfetme şansı ise, samanlıkta iğne arama deyimini anımsatır. Ancak bir iğne keşfetmek için yolumuzdan sapmak zorunda değiliz çünkü (antropik ilkeye dönersek) arama yeteneğine sahip herhangi bir varlık, araştırmaya başlamadan bile önce, zaten bu müthiş ender iğnenin tam üzerinde zorunlu olarak oturuyor olmalıdır.
Sayfa 185Kitabı okudu
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.