Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Geçenlerde okuduğum kitaptan bir kıssa anlatıyorum yüzü asık insanlara: Kıssa bu ya, bir dilek ağacı varmış tepede. Ters, asık suratlı bir adam bir yolculuk sırasında oradan geçiyormuş ve dinlenmek için ağacın gölgesine uzanmış. Ve aç olduğu için, "Keşke bir kervan geçse de yemek alırdım onlardan," demiş. Dilek ağacının altında bunu düşündüğü için hemen yiyecek belirmiş önünde ve yemeğe başlamış. Açlıktan, o yiyecek nereden, nasıl geldi düşünmemiş bile. Akşam olunca da yorgunluktan uykusu gelmiş ve, "Keşke rahat bir yatak olsaydı da şöyle iyi bir uyku çekseydim," demiş. Yine aynı şekilde düşünür düşünmez önünde bir yatak belirmiş. Ve adam yatağa yatmış tam uyumak üzereyken, "Bunlar da nasıl geldi buraya böyle? Yiyecek, yatak nereden geldi acaba? Kimseler de yoktu burada. Yoksa bir hayalet mi var burada?" demiş. Bu düşüncesinden sonra da hayalet belirmiş önünde. Adam bu sefer de hayaletten korkmuş ve, "Beni öldürecek!" diye bağırmış. Dilek ağacının altındaki bu düşüncesinden sonra da hayalet adamı öldürmüş. Düşüncelerimiz gerçekleşiyor. Kötülükler de, iyilikler de bir bir önümüze geliyor. Kendimiz yapıyoruz ne yapıyorsak. Tarlaya domates ekersek, domates yeriz. Çilek ekersek de çilek. Güzel şeyler ekersek tarlaya, güzel şeyler filizlenecektir. Dünya malına talip olup dünya ektikçe toprağa, her zelzelede yıkılacağız sevgili derttaş. Muhabbetsiz bir bina inşa edilmez. Temeli olmaz, yıkılır dökülür. Ne düşünürsek, ne istersek başımıza onlar gelecek. Muhabbeti düşünüp, o güzel yolu isteyelim Güzel işlersek bu ruhu, güzel tevafuklar bizi bulacaktır.
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.