Bu kitabın geri kalanında hedefim, televizyon epistemolojisini tekrar görünür kılmak. Somut örneklerle televizyonun bilme şeklinin, tipografinin bilme şekline ödünsüz derecede düşman olduğunu; televizyondaki söyleşilerin uyumsuzluğu ve önemsizliği teşvik ettiğini; "ciddi televizyon" ifadesinin kavram kargaşası olduğunu ve televizyonun yalnızca tek bir kalıcı sesle yani eğlencenin sesiyle konuştuğunu göstermeye çalışacağım.