Neriman düşündü ve bir anda şarklıların kedileri ve garplıların köpekleri niçin bu kadar sevdiğini anladı.Hıristiyan evlerinde köpek ve Müslüman evlerinde kedi bolluğu şundandı: Şarklılar kediye, garplılar köpeğe benziyorlar! Kedi yer,içer,yatar,uyur,doğurur; hayatı hep minder üstünde ve rüya içinde geçer; gözleri bazı uyanıkken bile rüya görüyormuş gibidir; lapacı,tembel ve hayalperest mahluk,çalışmayı hiç sevmez. Köpek diri,çevik, atılgandır. İşe yarar; birçok işlere yarar. Uyurken bile uyanıktır. En küçük sesleri bile duyar,sıçrar,bağırır.
Şark ve garbı temsil eden bu iki remiz, Neriman'ın zihninde iki zıt alemi o kadar müşahhas bir hale getirdi ki epey zamandan beri kendi kendine halletmeye çalıştığı muammaların birçok anahtarlarını bulur gibi oluyordu; büyük bir kültürü olmayan Neriman, ancak bu basit remizlerin zıddıyetleri arasında mukayeseler yaparak kendine göre bazı fikirlere daha sahip olmaya başlamıştı.