Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

ama oğlu ondan nefret ediyordu. yanlarına gelmesinden, tepelerinde durup onlara bakmasından nefret ediyordu; araya girmesinden nefret ediyordu; hareketlerindeki coşkudan ve görkemden nefret ediyordu; onun o müthiş beyninden; hoşgörüsüzlüğünden ve egoizminden (onunla ilgilenmelerini emredercesine, orada öylece duruyordu); ama her şeyden çok babasının etraflarında titreşen, annesiyle ilişkisindeki mükemmel uyumu ve sadeliği bozan o gürültücü duygularından nefret ediyordu. gözlerini sayfadan kaldırmazsa onun çekip gitmesini sağlayabileceğini umdu; annesinin, babası yanlarında durduğu an dağıldığını bildiği dikkatini yeniden kendine çekmek için, parmağını hırsla bir sözcüğün üzerine bastırdı. ama hayır. mr. Ramsay hiçbir şekilde gitmiyordu. orada durmuş, sevgi bekliyordu.
Sayfa 43
·
29 görüntüleme
.m okurunun profil resmi
ama ne kadar denerse denesin, böyle şeyler demeyi beceremiyordu, kızgındı, verdiği söze de bağlıydı, yine de james'e sezdirmeden, babasına duyduğu sevgiyi bir tek onun anlayabileceği şekilde belli ediyordu. çünkü diye düşündü, elini suya daldırarak, çünkü diye düşündü, kayıtsız gözlerini yelkenlerden ayırmayan, arada bir anlığına ufka bakan james'e bakarak, sen bunu, bu baskıyı, bu duygu bölünmesini, bu olağanüstü kışkırtılmayı yaşamıyorsun. ... cam için dünyadaki en çekici insan oydu; ekleri çok güzeldi, ayakları da, sesi, söyledikleri, tezcanlılığı, aksiliği, tuhaflıkları, tutku dolu oluşu, herkesin önünde, can verdik, her birimiz yalnız, diyebilişi, insanlardan uzak duruşu da çok güzeldi. ama yine de kabul edilemez bir şey var ki, diye düşündü cam, dimdik oturup, o da bütün çocukluğunu zehirleyen ve içindeki acı fırtınalar kopartan duyarsızlığı ve kaba körlüğüydü, şimdi bile geceleri öfkeden titreyerek uyanıyor ve onun verdiği emirlerden birini hatırlıyordu; aşağılayarak, "şunu yap, bunu yap" deyişini; "bana itaat et" diye tahakküm edişini. bu yüzden hiçbir şey demeden, inatla ve üzüntüyle, huzur örtüsüne bürünmüş sahile baktı; oradaki insanların hepsi uykuya dalmış sanki, diye düşündü; duman kadar özgürler, birer hayalet gibi serbestçe gelip gidebilirler. orada hiç acı çekilmiyor, diye düşündü. (187)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.