Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

198 syf.
9/10 puan verdi
Öykünün Dilinden Bir Geçmiş Güncesi
Yaşantıların ve anıların ağırlığının hissedildiği anlatıların kendine has cezbedici bir yönü vardır. Bir kere ortaya dökülen bir hayat parçasıdır. Deneyimleyen biri tarafından dile getirilmektedir. Artık dinleyici ya da okur gerçeğin havzasındadır. Ama her şeyden öte bir öykünün içerisindedir. Hikayelerin kurgulandığı edebiyat rüyasının gerçek dünyayla kesiştiği bu özgün alanın içinde olmak anlatının akla daha iyi yerleşmesini sağlar. Kesal, öykülerini kendi hayatından çıkararak okurlarını yaşam öyküsünün içine misafir eder. Geçmişe öykünülen her bir hatıranın odak noktasına sevilenler yerleşir. Sonrasında geçmişte solunan hava ve bulunulan ortam birer hayal ülkesine dönüşür. Aslına bakılırsa geçmiş bize bir hafıza jimnastigi kadar yakın olmasına rağmen oraya dönmek mümkün değildir. Fakat gerçek anılar tarafından sarmalanan geçmiş zamanlar zihnin duvarına çakılan bir zaman makinesine dönüşür. Hatırladıkça ruhen girilen eskide kalmış hayatın yeni ayrıntıları aşikar olur. Belki Kesal hatıralarını bir cümlede hatırlar ve aktarır ama onları bezemenin ömür aldığı ortadadır. Çünkü geçmiş bizi biz yaparken biz de geçmişi evirip çevirerek kenarlarını yontarak onu kimliğimize en uygun hale getiririz. İşte öykünün doğduğu nirengi noktası burasıdır. Eğer anlatmasını bilirsen her şey efsaneye dönüşür. Anlatan da kendi destanının kahramanı olur. Kesal'in öykü dili ve özenle bezediği kahramanlığı insanı sarıyor. Öyküler okunduktan sonra akla, ya yazılmayan destanlar nerede kaldı, diye bir soru gelebilir. Zira hayatımızı daha güzel yapan anlatmaktan zevk aldığımız anılarımız kimi zaman zihnimizin bir köşesinde kalıp yok olabilir. Bu yüzden yazmak lazım...
Ercan Kesal
Ercan Kesal
Peri Gazozu
Peri Gazozu
bidünyakitapgrubu
bidünyakitapgrubu
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,110 okunma
··
2 artı 1'leme
·
245 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.