Devrim tümüyle dinsel bir niteliğe bürünmüştü. Onun tapınağı özgürlüktü ve biz bu özgürlüğe tapınıyorduk. Onun kutsal ruhu aydınlatıyordu bizi. Kadın, erkek hepimiz kendimizi davaya adıyor ve yeni doğan çocukları da Tanrıya adadığı gibi, kendimizi davaya adıyorduk. İnsanlığın hizmetine baş koymuştuk.