Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Salıncak koltuktan kalktı, odasına gitti, bir mürekkepli kalem aldı ve yazmağa başladı: "Matmazel, Bu sabah, semadan ince ince sepeliyen bir yağmur altında, kendimin diyebileceğim bir aile ocağından mahrum bir halde ikamet etmekte olduğum evin kapısı önünde tesadüfi bir görüngü olarak, size rasladım. Tekrar kendime geldiğim vakit, kucağında sizin için bir aile ocağı barındırıp barındırmadığını bilemediğim evinizin önünde bulunuyordum. Beni oralara kadar götüren, gözleriniz oldu: ikiz bir yıldız gibi kainatımın sisleri içinde ışıldıyan gözleriniz. Suçumu bağışlayınız Eugenia ve samimane, bu şirin isminizi ilaveme müsaade buyurunuz, kullandığım bu lirik edadan dolayı affınızı dilerim. Ben daimî namütenahi bir lirik durumda bulunuyorum. Daha ne söyliyeyim, bilemiyorum. Ama hayır, hayır, pek iyi biliyorum. Fakat söyliyeceklerim öyle çok, öyle hadsiz hesapsız ki, bunları, birbirimizle görüşüp konuşacağımız zamana bırakmayı tercih ediyorum. Çünkü şimdi her şeyden önce istediğim şey; görüşüp konuşmamız, mektuplaşıp tanışmamızdır. Sonra... sonrasını Tanrı ve kalblerimiz tâyin etsin. Dileklerimi kabul edecek misiniz, Eugenia, ey alelâde hayatımda ansızın beliren sevimli tecelli, dileklerimi is'af edecek misiniz? Hayatınızın sisleri arasında tekrar kaybolarak cevabınıza intizar ediyorum. Augusto Perez"
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.