Ölü külü saklama kaplarıyla dolu tarlalar, Bruno. Uçsuz bucaksız bir alana gömülmüş bir sürü kap. Ben orada dolaşıyordum ve ayağım arada sırada bir şeye takılıyordu. (...) binlerce kap vardı, kapların her birinde de bir ölünün külleri. Bunun üzerine yere çömeldiğimi ve kaplardan biri gün yüzüne çıkana kadar tırnaklarımla kazmaya başladığımı hatırlıyorum. (...) Ve şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: "Bu boş olacak çünkü benim küllerimle dolacak."