İskandinav ülkelerinde sosyal
demokrat düşüncenin gelişmesinde de şu koşullar rol oynadı: Marksizmin, kapitalist gelişme süreci içinde, orta sınıfların yok olacağı yolundaki öngörüsü gerçekleşmemişti. Emekçiler giderek yoksullaşmıyor, tersine durumları iyileşiyordu. Giderek boğaz tokluğuna çalışma zorunda kalacak olan işçilerin, kendi yarattıkları ürünleri satın alamamaları sonucunda doğacak ekonomik bunalımları kapitalizmin aşamayacağı varsayımı da doğrulanmamıştı (Çöküş Kuramı). Genel oy hakkının elde edilmesiyle (İsveç'te 1918'de), barışçı yollardan iktidara gelebilme inancı artmaya ve demokratik kurumlara olan saygı yerleşmeye başlamıştı.