Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

218 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İÇİMİZDE BİR BOZKIRKURDU MU TAŞIYORUZ?
Herman Hesse’nin Bozkırkurdu romanını bitirdim bitireli yoğun bir yazı yazma ihtiyacı hissediyorum, fakat bir türlü oturamıyorum masamın başına, bir türlü dökemiyorum içimden taşan cümleleri satırlara. Kitap yarım kalmış bir aşk gibi ruhumda gezinip duruyor. Sait Faik’in “yazmazsam çıldıracaktım,” demesi gibi Bozkırkurdu peşimi bırakmıyor bir türlü. Yazamamam, neyi yazacağımı bilmememden kaynaklanmıyor, tam tersi bu kitabı okuyunca hissettiğim özdeşim hissini, bu kitabın bende uyandırdıklarını nasıl anlatırım kaygısı içimi delik deşik ediyor. Daha fazla direnmek yerine yazmayı seçiyorum: Hesse’nin Bozkırkurdu romanı çerçeve hikaye tekniğiyle kaleme alınmış. “Yayıncının önsözü” başlığını taşıyan ilk bölümde anlatıcı, “Bu kitap, kendisinin sık kullandığı bir nitelemeye dayanarak ‘Bozkırkurdu’ adını verdiğimiz bir adamdan bize kalmış notları içeriyor. Notların bir önsözü gerektirip gerektirmediğini bir yana bırakalım; en azından ben Bozkırkurdu’na ilişkin anılarımı kaydedeceğim birkaç sayfayı da notlara eklemeyi zorunlu görüyorum.” İfadesiyle romana giriş yapıyor. Anlatıcının teyzesi, evini Harry Haller’e(Bozkırkurdu) kiraya veriyor ve böylece Haller ve anlatıcı tanışmış oluyorlar. Kitabın bu bölümü anlatıcının Bozkırkurdu ile ilgili izlenimlerini ve yaşadığı bazı anıları içeriyor. Bu bölümde Bozkırkurdu oldukça sıra dışı ve gizemli bir adam olarak tanıtılıyor. Romanın sonraki bölümü “Harry Haller’in Notları” başlığını taşıyor ve "Yalnızca kaçıklar için" açıklamasıyla okuyucunun dikkatine sunuluyor. Bu bölümden sonra anlatıcı artık Harry Haller -kendi ifadesiyle Bozkırkurdu- oluyor ve romanın sonuna kadar da bu durum değişmiyor. Peki kimdir Bozkırkurdu? Bu soruya tek bir cevap vermek zor olsa da kitaptan onunla ilgili içime dolanları anlatmak istiyorum: Dış görünüş itibariyle insanda eşine az rastlanır bir insan hissi uyandıran bir adam. Olağanüstü yeteneklerine ve zekasına rağmen son derece mütevazı. Sığ değil derin, ciddi bir entellektüel birikime sahip olduğu halde bilgisini sergileme çabası içine girmiyor. Kendisinin ne olduğunun, ne olmadığının farkında. O bir yabancı, ama bu yabancılık ülkeye, şehre ya da insanlara yabancılık değil daha çok başka bir dünyadan gelmiş, geldiği bu yeni dünyaya bir türlü adapte olamamış gibi bir hali var. Etrafındaki insanlara karşı son derece nazik, ama insanlarla yakın ilişkiler kurmayı reddediyor daha çok uzaktan seyreder gibi. Arada evine gelip giden bir sevgilisi var, ancak bu kadınla da kimsenin anlayamayacağı tuhaf denilebilecek bir ilişkisi var. Yaşamı bir acı çekme deneyimi olarak kabullenmiş, acısını kendine biricik amaç haline getirmiş, gerçek anlamda acı çeken bir adam. Bu bağlamda Nietzsche’nin bazı özdeyişlerini doğrular gibi bir hali var. Son derece karamsar. Ancak bu karamsarlığın temelinde dünyayı değil, kendi kendini küçümsemesi yatıyor. Kısacası Bozkırkurdu kendi kendisiyle derdi olan, yalnız bir savaşçı. Herman Hesse, kahramanı Harry Haller’e Bozkırkurdu ismini vererek onun toplum denilen kuşatıcı, kaotik düzendeki aykırı duruşunu anlatmak istiyor. Zira kurt sürüler halinde yaşayan bir canlı olmasına rağmen tek başına da varlığını sürdürebilir. Nitekim ilk bölümde anlatıcının onunla ilgili yaptığı şu tespitler de bu görüşleri doğrular nitelikte: “Yolunu şaşırıp bizim aramıza düşmüş, kentlerde ve sürü yaşamında soluğu almış bir bozkırkurdu –başka hiçbir benzeti bundan daha çarpıcı niteleyemezdi onu, onun yalnızlığını, vahşiliğini, tedirginliğini, ondaki yurtsama duygusunu ve onun yurtsuzluğunu.” (S.17) Hermann Hesse Bozkırkurdu romanı ile ilgili şu tespitleri yapıyor: "Okurlarıma romanımı, nasıl anlamaları gerektiğini ne anlatabilirim ne de böyle bir şeye kalkışmak isterim. Yeter ki bu kitabı okuyan herkes, içinde kendinden bir şeyler bulsun ve bundan yararlansın. Gene de, Bozkırkurdu'nun öyküsünün insanı kemiren bir hastalıktan ve bunalımdan söz ettiğini ama tüm bunların ölüme ve yok olmaya değil, tersine iyileşmeye yönelik olduğunu anlarsa kendimi mutlu hissedeceğim. " Bu cümlelere bakıldığında Hesse’nin Varoluşcu felsefenin temel fikirlerinden biri olan insanın bu dünyaya atılmış olduğu ve dünyada kendi kendisini yeniden kurması gerektiği fikrine yaslandığı görülmektedir. Evet insan bu dünyaya atılmıştır ve bu dünyada yapayalnızdır aslında. Bu yalnızlık, bu acı, bu insanı için için kemiren bunalım onu yok oluşa doğru sürükleyebileceği gibi onun kendisini yeniden var etmesine de zemin hazırlayabilir. Tıpkı toprağa atılmış bir tohumun çatlamadan filiz verememesi gibi. Hesse’nin bu ifadelerde üzerinde durduğu bir diğer nokta da okurun kendisinden bir şeyler bulmasıdır ki roman bu anlamda bu dünyada bir derdi olan, biraz kafa yoran, düşünen, hayatı anlama ve anlamlandırma çabası içinde olan herkese bir şeyler söylüyor aslında. Romandan alıntıladığım şu cümleler düşünen, kafa yoran insanı ne de güzel anlatıyor: “Gerçekte çekilen acılardan gurur duymak gerekir, her acı bize yüksek bir aşamada olduğumuzu anımsatır. Ne ilginç, değil mi! Nietzsche’den seksen yıl önce söylenmiş! Ama benim size göstereceğim cümle bu değil, bekleyin bir dakika –işte buldum. Okuyorum: ‘İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez. ‘ Ne anlamlı bir söz, değil mi? Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! Evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur.”(s.17) “Öyle çağlar vardır ki, bütün bir kuşağın insanları iki çağ, iki ayrı yaşam üslubu arasında sıkışıp kalır, her türlü doğallık, her türlü gelenek ve görenek her türlü korunmuşluk ve suçsuzluk duygusu çıkıp gider elden. Kuşkusuz herkes bunun aynı ölçüde ayrımına varamaz. Nietzsche gibi biri bugünkü sefaleti bir kuşaktan daha fazla süre önce yaşamak zorunda kaldı; onun tek başına, hiç anlaşılmadan yaşadığını bugün binlerce insan yaşamakta. (…) Bay Haller iki çağ arasında sıkışıp kalanlardan, tüm korunmuşluk ve suçsuzluklara uzak düşenlerden, insan yaşamının tüm güvensizliğini kişisel acı ve cehenneme dönüştürüp yoğun biçimde yaşamaları alınlarına yazılmışlardan biridir. (…) Şunu da unutmadan söyleyeyim ki, niyetim onlara ne arka çıkmak ne de onları yadsımaktır; notları okuyacak herkes buyursun, kendi vicdanına göre karar versin!”(s.23) Hesse’nin, romanın birinci bölümünde anlatıcının ağzından yaptığı bu tespitler sanki birebir çağımızı ve bizleri anlatıyor gibi. Ve ben tüm bu olağanüstü tespitlerden sonra kendi kendime sormak istiyorum: “Her birimiz aslında içimizde bir Bozkırkurdu mu taşıyoruz?” Eğer cevabınız “evet” ise hepinizi kendinize bir adım daha yaklaşmak adına Bozkırkurdu’nu okumaya çağırıyorum. Hesse’nin de dediği gibi “Notları okuyacak herkes buyursun, kendi vicdanına göre karar versin!” BU YAZIYI BLOGUMDAN ALTI ÇİZİLİ SATIRLARLA OKUMAK İSTERSENİZ: hercaiokumalar.wordpress.com/2017/09/13/icim...
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,7bin okunma
··
345 görüntüleme
Hatche okurunun profil resmi
Kesin karar verdim ben de okuyacağım.. Haziran kotama ekliyorum hemen :) :) Ellerinize sağlık... :) :)
Anıl okurunun profil resmi
Benim favori kitaplarımdandır. Birkaç kelam etmeyi kendime hak addediyorum.:) Bozkırkurdu; susmayan, doğruları haykıran, yanlışı dile getiren, haksızlığa karşı dik duran ve korkmayan bir iç kişiliktir. Bu kişilik belki her birimizde gizil olarak var lakin günümüzde adaletsizliğin, haksızlığın, hukuksuzluğun kendimize dokunmadıkça ortaya çıkmadığı bir kişilik. Ne kadar acı değil mi bir başkasının vicdanına sığınarak insanları yargılamak, suçlu kılmak. Bozkırkurtları korkaklık denizlerinde her geçen gün ölüyor. İnsanlığın bu koruyucu bekçileri her geçen gün daha da azalıyor. Bir gün sıra ınsanlığa da gelecek. Peki biz, Ne zaman dur diyeceğiz bu gidişata? İncelemen çok keyifli ve bilgilendiriciydi eline sağlık.
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Anıl Bey. Bozkırkurdu benim de favori kitaplarımdan biridir.
Bu yorum görüntülenemiyor
Akıl Fikir Gezegeni okurunun profil resmi
1999 yılında okudum ama içimizdeki benlikleri ve o kurdun dişlerini hiç unutmadım. Sayenizde bende diğer yorumcu gibi 2. kez okuyacağım.
Metin T. okurunun profil resmi
Çok güzel. İlham verici bir inceleme. Yüreğinize sağlık.
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Eğer yazım böyle bir yönlendirmeye vesile olabildiyse ne mutlu bana. Bozkırkurdu bende derin iz bırakmış bir kitaptır. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Hakan Bey. Bozkırkurdu, defalarca okunacak ve her okumada yeni şeyler söyleyecek kitaplardan.
Songul Ipek okurunun profil resmi
okumustum ama bu yaziyi okuduktan sonra tekrar okumam gerektigine karar verdim:))
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Yazım böyle bir şeye vesile olduysa ne mutlu bana:))iyi okumalar...
Kasım okurunun profil resmi
Kitap okunacak listesini alındı. Bu doyurucu incelemeden sonra nasıl alınmasın ki :) Yüreğinize sağlık hocam. Kaleminiz pas tutmasın.
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.