Dördüncü yüzyılın başlarında, Evagrius Ponticus isimli bir Hristiyan rahip, diğer rahipler için bir kaynak oluşturmak adına "sekiz kötücül düşünce"yi sıraladı.
Gastrimargia: Oburluk
Porneia: Zina
Philargyria: Açgözlülük
Lype: Mutsuzluk
Orge: Öfke
Akedia: İlgisizlik
Kenodoxia: Böbürlenme
Hyperephania: Kibir
Daha sonraları Evagrius'un öğrencisi John Cassian, bu fikirleri Batı Kilisesine taşıdı. Batı Kilisesinde Evagrius tarafından hazırlanan liste aşağıdaki şekilde Yunancadan Latinceye çevrildi.
Gula: Oburluk
Luxuria: Şehvet
Avaritia: Açgözlülük
Tristitia: Keder
Ira: Öfke
Acedia: Tembellik
Vanagloria: Böbürlenme
Superbia: Kibir
6. yüzyılda Aziz Gregory, "Dürüstler neden acı çeker?" sorusuna odaklanan Eyüp kitabı için yaptığı çalışmada keder ile tembelliği, böbürlenme ile kibri birleştirdi ve listeye ek olarak kıskançlığı ekledi. Arizona Üniversitesinde görevli İngiliz Profesör Richard G. Newhauser'e göre bu günahlara "ölümcül günah" denmesinin sebebi, bu günahların işlendiklerinde ve sonrasında pişman olunmadığında ruhun ölümüne sebep olduğu düşüncesiydi. 13. yüzyıla gelindiğinde teolog Thomas Aquinas, Summa Theologia adlı eserinde listeyi tekrardan ele aldı ve tembelliği yeniden ekleyip, listeden kederi kaldırdı. Günümüzde Katolik Kilisesinin Kateşizminde büyük oranda Aquinas'ın listesi esas alınır, tek fark böbürlenme yerine kibrin dahil edilmesidir.
Ölümcül günahlar Dante Alighieri tarafından sevgilinin sapkın ve yozlaşmış hali olarak tanımlanmıştır. Şehvet, oburluk ve açgözlülük bir öğeye duyulan aşırı sevgi; öfke, kıskançlık ve kibir ise başkalarının zarar görmesine duyulan sevgidir. Bunun tek istisnasının tembelliktir, o da sevginin yokluğundan kaynaklanır. Kibir çoğu kaynakta günahların babası olarak tasvir edilir.