Gönderi

Çağımız iki bakımdan şanslı sayıla bilir. G e ç m i ş açısından tüm kültürleri ve onların ortaya koyduklarını tadıyoruz ve tüm zamanların en soylu kanıy la besleniyoruz, bağrından bu kültürlerin doğduğu güçlerin büyüsüne, onlara geçici olarak zevkle ve ürpertiyle teslim olabilecek denli yakın duruyoruz hala: eski kültürler ise sa dece kendi kendilerinin tadına bakahilmişler ve kendilerin den ötesini görememişlerdi, daha geniş ya da daha dar ka vis li bir kapak örtülmüş gibiydi üzerlerine; gerçi ışık düşüyordu buradan üstlerine, ama bakışları bunun dışına çıkamıyordu. G e 1 e c e k açısından ise, tarihte ilk kez insani-evrensel, insanların yaşadığı tüm yeryüzünü kuşatan hedeflerin mu azzam ufku açılıyor önümüzde. Aynı zamanda bu yeni gö revi kibirlenmeden, doğa-üstü yardırnlara gerek duymadan üstlenebileceğimiz güçlerimizin bilincinde olduğumuzu da hissediyoruz; çabamız istediği gibi sonuçlanabilir, güçleri mizi abartmış olabiliriz, en azından hesap vermek zorunda olduğumuz hiç kimse yok kendimizden başka: insanlık bu andan itibaren kesinlikle ne isterse onu yapabilir - çünkü olağanüstü insan-arılar var ki, tüm şeylerin çanağından her zaman sadece en acı ve en sıkıcı şeyleri emmesini biliyor lar; - ve aslında her şeyde biraz vardır bu bal-olmayandan. Bu kişiler çağımızın betimlenen mutluluğunu kendilerince duyumsayabilir ve hoşnutsuzluk kovanlarını doldurmaya devam edebilirler.
Sayfa 86
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.