Gönderi

"Canım artık bizim bu evden, bu hayattan birlikte çıkmamız lazım," diye fısıldadım. “Hayat kısa, günler yıllar inatlaşarak geçiyor. Artık bizim birlikte başka bir yere gidip mutlu olmamız lazım." Füsun sözlerimi hiç duymamış gibi yapıyordu, ama Limon kısacık bir cik cik cik ile bana cevap verdi. "Artık korkacak, çekinecek bir şey de yok. Sen ve ben, ikimiz, bu evden birlikte çıkıp başka bir yerde, başka bir evde, bizim evimizde hayatımızın sonuna kadar mutlu olalım. Yirmi beş yaşındasın, önümüzde daha yarım asırlık hayat var Füsun. O elli yıllık mutluluğu hak etmek için son altı yılda yeterince çile çektik! Artık ikimiz birlikte gidelim. Yeterince inatlaştık artık." "Biz inatlaşıyor muyuz Kemal, hiç haberim yok. Elini oraya koyma, kuş ürküyor." "Ürkmüyor, bak elimden yiyor. Onu evimizde baş köşeye yerleştireceğiz." "Babam merak eder şimdi," dedi, sırdaşça bir edayla, dostça. Ertesi perşembe gene Hitchcock'un çektiği Hırsızı Yakalamak'ı seyrettik. Film boyunca Grace Kelly'i değil, Füsun'un ona bakışını izledim. Güzelimin boynundaki mavi damarın atışından elinin sofrada kıpırdanışına, saçlarını düzeltişinden Samsun sigarasını tutuşuna kadar her şeyinde, yıldız prensese ilgisini görüyordum.
Sayfa 397 - Yapı Kredi Yayınları, 36.Baskı, Eylül 2023
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.