Gönderi

155 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsanın Anlam Arayışı - Viktor E. Frankl
Cumhuriyetin bir kulu olmak uğruna, bir aydan daha ziyade gündür, koşturup duruyordum. "11 Mayıs - Cumartesi" günü, her şey noktalandı ve ben, yeniden yıldızlara bakmaya başladım. Saliselerle; kıl payı kaçan vapurmuş yahut direkten dönen topmuşcasına bu iş de güme gitti. Ayakkabılarımın o kadar fazla kayacağını kestiremedim! Bir dilcik zaman, ufacık bir yutkunuş... Sonrasında da öfkemden sustum, birkaçtır konuşmuyorum. Biliyorum, ablam/abime de ayıp oldu lakin 3 gün, yemeden de kesildim. O süreç dahilinde de bu kitabı bitirdim. Autzswichz'te - 3 yıl olmalı - esaret altında kalan bu Yahudi oğlandan daha bahtsız hissediyordum kendimi. En azından olayın sıcaklığı ve öfkem, düşüncemin bu olduğuna inandırmıştı beni. Kısacık bir göz atışla, şöyle düşündüm: Belki de bütün bu süreç safi bu kitabı okumam içindi. Istırap olmasaydı, kitabı da okuyamazdım. Aman! Hayatın cömertliğine de bak mı diyelim? "Normal Tepkilerin Ortadan Kalkması" Olağanüstü durumlarda, asayişi sağlamanın kestirme ve acımasız bir yolu olarak Nazi toplama kamplarında uygulanan bu işleyişi notlarıma ekledim. Bir deri, kemik kalana dek çalıştırılan ve bırakın insanı, hayvan yerine dahi konmayan esirlerin birbirine yardım etmesi kati surette yasakmış. İnsani duygu kırıntılarının yeniden canlanmasının önüne, böyle geçileceği felsefesi güdülüyormuş. "İkinci Evre: Tepkisizlik" Duyguları alınmış insanlar, her gün şahit oldukları ölümü yadsır duruma gelip vurulan birini görünce ekmek yemeğe devam ediyor ya da umarsızca bakıyormuş. "Tutsak Hayali : Buradan çıkınca bir Adana gömelim" Pijamalılar sıradan olarak gördüklerimizi, ulaşılmaz bi' hayal yerine koyuyormuş. Bu duyguyu yakınen tanıyorum. "Kyk" günlerimdeki hayallerimden biri, çorapla halıya basmaktı ya da şu hastahaneden bir çıkayım, hiçbir şey yapmadan bankta oturacağım gibi çoğunun sıkıcı bulduğu faaliyetleri ihtiyaç niyetinde hissediyordum. Felsefesi bol... "İnsanın kurtuluşu sevgidedir." "Beni kalbinde bir mühür gibi taşı, sevgi ölüm kadar güçlüdür." "Ve karanlıkta bir ışık parladı." "Nazi kampında sanat/mizah" "Bir mahkuma imrenmek" Anahtar notlar, dediğim başlıkları ekleyip üzerine birkaç şey söylüyorum. Sevgili dostlar, 2.Dünya Savaşı yıllarında bir Yahudi olmayı size anlatacak değilim. O günleri şahsen deneyimleyen yazar, bir anlam arayışı sayesinde hayatta kaldığını söylüyor. Modern dertlerimizle mukayese edilmeyecek kadar sahici bir durum içinde dahi anlam bulunabileceğini belirtiyor. Zihnindeki sevgili metaforu, onu yegane hayatta tutan etmenlerden biri. Bundan mütevellit, "sevgi ölüm kadar güçlüdür" deniliyor. Neftiler diyarındayken beni de hayata bağlayan imgelerden biriydi bu. Karşımda, elle tutulur bir yâr bulunmuyor hatta yâr dediğim kimse benimli ilgilenmiyordu. Yine de onun o bulanık tasviri güç verdi ruhuma. İkinci mesele ise insanın koşul ne olursa olsun sanat/mizaha kaçması. Kaçması diyorum, zira san'at bir başka paralel evren oluşturmak anlamına da gelmiyor mu? "Sanrı/ Çok kötüde bile güzeli görebilmek." "Mizah, yaşama sanatında ustalaşırken öğrenilen bir hile gibiydi." "Tahran'daki Azrail" Adamın biri patronundan bir at isteyip hışımla Tahran'a gidiyor. O gün, patronuna da Azrail görünüyor. Muhavere: +Seyisin canını Tahran'da alacaktım, onu burada gördüğüme şaşırdım. Seyis, kaderden kaçmıyor; kadere at sürüyor. "Her gün seçim yaparız" (Ayrıntılı bir inceleme olsun deyu kırıntılardan genele ulaşma arzusundaydım. Gördüm ki öz meseleye geçerken söylenecek tonlarca söz daha var. 2 kağıt daha biriktirmişim, anahtar sözler niyetine. Bereket vere de onları da unutmayıp bir başka platforma yaza. Hasılın bu olmadığını biliniz, mutlaka önerilecekler listesine ekleyiniz."
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,8bin okunma
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.