Gılgamış, yabanıl arkadaşı Enkidu'yla birlikte, Tanrı Enlil'in Amanos yöresindeki Sedir Ormanları'na gözcü olarak koyduğu Humbaba adlı korkunç bir devi öldürür. Bunun üzerine, aşk tanrıçası İştar, Gılgamış'a aşık olur. Ama Gılgamış ona yüz vermez. Buna çok içerleyen tanrıça gökten korkunç bir boğa indirip Gılgamış'ın üzerine salar. Ama Enkidu hayvanı öldürür. Ne var ki bu sonuca çok öfkelenen İştar'ın verdiği ölümcül bir sayrılıkla kendisi de ölür. Gılgamış için bir yıkım olur bu ölüm. "Ben de Enkidu gibi ölecek miyim?" diye ağlar, dövünür. "Ölümsüz yaşam"ın gizini aramak üzere yollara düşer. Tanrı Ea eliyle yeryüzünde tek bir kişiye verilmiştir ölümsüzlük: Büyük Tufan'da "yaşamın tohumu"nu kurtaran Ut-Napiştim'e. Gılgamış uzun, güç bir yolculuk sonunda onun oturduğu "mutluluklar ülkesi"ne, Dilmun'a ulaşır. Öğrenir ondan ölümsüzlüğün gizini. Denizin dibindeki bir bitkidedir bu giz. Suyun derinlerine dalıp çıkarır onu.