Gönderi

DOĞRULARIMIZ, DOĞRULARINIZ, DOĞRULARI
Zamanımız ve enerjimizin bir kısmını birilerini eleştirerek geçiriyoruz. Bu kınamaları haklı çıkaracak kadar çirkin birçok duruma tanık olduğumuz ne yazık ki doğru ancak dürüst olalım, bazen başkalarının bizi hiç ilgilendirmeyen dünyasında da yargıç kesilebiliyoruz. Tanıdığımız ve tanımadığımız onlarca insanı hayat seçimleri yüzünden acımasızca eleştirebiliyoruz. Madalyonu kendimize çevirelim. Bizi çok da iyi tanımayan birinin hakkımızda bir şeyler söylediğini duyduk diyelim. Gerçeği yansıtmayan, yanlış veya eksik olan. Bizi yeterince tanımadığı için bu sonuca vardığını düşünür ve umursuyorsak şayet açıklamamızı yapardık. Peki acaba biz herkesi çok mu iyi tanıyoruz? Söz konusu kendimiz olduğunda tavırlarımızı çevresel birtakım şartlara bağlarken etrafımızdakilerin tavrını doğrudan karakterleriyle özdeşleştirmek adil mi sahi? Huzura ulaşmaksa birçoğumuzun derdi, omuzlarımızdan yargısız infazların yükünü almakla başlayabiliriz. Zihnimize düşen eleştiriler ağzımızdan dökülmeden, onları kendimizi tanımak için kullanabiliriz. Biri hakkında yürüttüğümüz bir fikir eninde sonunda içinde biraz "bizi" barındırıyorsa korkularımızı ya da kendimize bile itiraf etmekte zorlandığımız arzularımızı da pekala taşıyor olabilir. Unutmayalım ki hiç kimse dünyayı bizim gördüğümüz pencereden görmek zorunda değil. Tıpkı bizim görmek zorunda olmadığımız gibi. Bir dahaki sefere, birilerini negatif bir biçimde eleştirme isteği duyduğumuzda önce susmayı deneyelim; "kınadığımızı yaşamadan ölmemek" ihtimalini yok etmek bir kenara, tadacağımız hafiflik benzersiz olacak. Begüm
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.