Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
okuduğum en iyi öykü kitabı
10 yıllık eşini 5 yıl önce kaybeden, hala aklında kaybettiği eşi olan melda’nın bir gazetedeki aşk köşesine kendini “Siyah Lale” olarak tanıtan bir ilan vermesiyle başlıyor eserdeki ilk öykü. Bu ilana gelen cevapları aldığında da kendini “keşfedilmemiş bir şiir” gibi hissediyor. Klişe mektupların arasında 42 yaşında Zonguldak’ta bir kitapçı olan İhsan’ın mektubunu okur ve bu mektuptan etkilenip diğer kalanları okumadan atar. Üç ay boyunca mektuplaşıyorlar ve İhsan’ın hayatını kendi ağzından okuyoruz. Mektubunda üniversite yıllarını, “yaşlı solcu” olarak çektiği işkenceleri okurken acısına ortak olduğumu hissettim. Emel’e duyduğu sevginin ardından Emel’in bir anda ortadan yok olması, yakın arkadaşının ölümü üniversite hayatını bitirmesinin sebepleri olmuş. Ve ardından bir gazete de önce dizgici sonra muhabir olarak işe başlamış. Sonrasında hayat onun karşısına Figen’i çıkarmış, evlenmişler. İhsan, Figen’de hep Emel’i görmüş onu bulmuş. Bir gün alkollüyken eşine Emel deyince ipler kopmuş boşanmışlar. Ve bu noktadan sonra da Melda’yla görüşmek istemekte. Ve en sonunda Melda’nın Murat’la gittiği pastanede görüşürler. Melda İhsan’ı üstüne sinen yalnızlığından tanımıştır. Beni en çok sarsan bu öykünün sonundaki patlama oldu. Ve sonundaki şu alıntı “yıllar geçiyordu, hayatlar geçiyordu. Hiçbiri geri gelmiyordu. Düşüncenin sahibi sayfayı çevirdi. Sayfa da geri gelmedi. “ Öyküler muazzam hepsi beni derinden sarstı ve içime işledi birer roman olsalar, bu karakterlerin çok daha uzun hikayelerini okusam çok zevk alırdım. Ancak öykünün kısalığında insanı bu kadar sarsmanın büyük başarı olduğunu düşünüyorum. Rasim Abi’nin anlatıldığı öyküde okuyucuya “sende bilirsin, canın istemez bazen.” hitapları okuyucuyu kitabın içine daha da çekiyor. Her bir öyküsünde yetişkinlik sancıları çeken, evlilikte aradığını bulamayan, hayatının anlamsızlığını sorgulayan karakterleri merkezine almış Ömür İklim Demir. Her öykünün sonu öyle vurucu ki hiç beklemediğiniz sonlarla karşılaşıyorsunuz. Uzun Uzun Çalan Ziller ve Bir Mutfak Kapısı Hakkında isimli öyküde o kadar hüzünlendim ki. Toplumdaki herkesin ağzından, aynı bizim gibilerin öykülerini okumak onlarla aynı hissi paylaşmak beni çok etkiledi. “Sonsuz bir bataklığın dibine gidiyormuş gibi hissetti. Sonsuz bir karanlığa…” bu alıntının tüm öykülerdeki karakterlerin ruh halini tam olarak yansıttığını düşünüyorum. Muazzam ve çok başarılı öyküler okudum. Tavsiye ediyorum.
Ömür İklim Demir
Ömür İklim Demir
Muhtelif Evhamlar Kitabı
Muhtelif Evhamlar Kitabı
Muhtelif Evhamlar Kitabı
Muhtelif Evhamlar KitabıÖmür İklim Demir · Doğan Kitap Yayınları · 20247,6bin okunma
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.