Gönderi

Son on yılda Türkiye'de " niceliğin egemenliği " bunca yıl kınanıp karalanan Batı medeniyeti metropolünde olduğundan çok daha yoğun ve yaygın bir geçerlilik alanı kazandı. O kadar ki niceliğin egemenliğinden şikayet etme konumunda bulunduğunu varsayanlar şikayetlerini yine niceliğin egemenliği suretiyle açılan yollarda dile getiriyorlar. Bazıları olan bitene depolitizasyon adını taktı. Böyle yapanlar ne aradıklarını bilmediklerini itiraf ettiklerini de bilmiyorlardı kuşkusuz. Sanki politizasyon iyi imiş de, ahali depolitize edilince kötü bir durum doğmuş! Hiç de değil. Ahalinin maruz kaldığı şey depolitizasyon olmadı. İnsanlar kendilerine bir kıymet atfederek etkinlikte bulunma şereflerinden mahrum bırakıldılar. İşte bu yüzden burada yaşayan millet aramak duygusunu kaybetti. Bir şey aramak sözü anlamlı bir ifade olarak gözükmüyor onlara. Baksanıza: Komünistler komünist olmadıklarını, Türkçüler Türkçü olmadıklarını, Şeriatçılar Şeriatçı olmadıklarını ispat edebilmek için nasıl da büyük bir çaba sarfediyorlar. Kendi kıymetlerinin birer kıymet olduğundan şüpheye düşmüş bir yığın insan , bundan böyle kendilerine kıymetli diye sunulan bazı şeyleri elde etmenin telaşında. Dikkat edin : İnsanlar başkasına verebilecekleri bir şeyi elde etmeye çabalamaktan günden güne uzaklaşıyor. Edinilmeye çabalanan şey bencilce muhafaza edilebilecek türden. Yani sadece sayıya, ölçüye gelir değerleri el altında tutmaya çabalıyor insanlar. Sadece bunların kendine koruma sağlayabileceğine inanıyor. Ama yaşarken birşeylerin eksik olduğunu da hissediyor. Neyin eksik olduğunu, gerçekte neyi araması gerektiğini de bir türlü keşfedemiyor. Demek ki durum çoğunluğu teşkil eden ve niceliğin egemenliği altındaki bu insanların şifanın nereden geleceğini keşfedemeyeceği derecede vahim .
Sayfa 7 - E-Kitap
··
128 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.