Akhenaton'da karşımıza çıkıyor.
Rahiplerin baskısı altında ülkeyi yönetmeye çalışan Firavun Amenhotep, hamile olan eşi Tiye'nin doğumuna az bir süre kalmışken rahiplerden doğacak çocuğunun ölmesi gerektiği 'emrini' alır. Bu duruma ne kadar gönülsüz olsa da bunu uygulamaktan başka elinden başka bir şey gelmez. Bu sözde emri öğrenen Tiye, çocuğunu kurtarmak için planlar yapmaya başlar.
Yapılan suikast planından kurtulup, uzun süre sürgün hayatı yaşayan bu çocuk bir gün krallığa geri döner ve firavun olur. Kendisine Akhenaton (Aton'un hizmetkarı) der. Yaptığı ilk şey, rahipleri görevinden tasviye etmektir. Artık Mısır tek tanrıya inanan bir ülke olacaktır. Akhenaton, Aton'u kabul etmeyen kişilerle uzun süre mücadele eder ve yaşanan bir sürü gelişmenin ardından tahtı bırakmak zorunda kalır. Akhenaton için sürgün yılları yeniden başlamıştır. Ancak bunun Aton'un bir planı olduğuna ve güçlü bir şekilde tekrar geri döneceğine inanır.. Peki bu düşüncesi gerçekleşmiş midir? Hayır. Akhenaton, Aton dininin ne istediğini tam olarak anlayamamış ve kendi istekleri ile dinin isteklerini çoğu zaman karıştırmıştır. Ölümüyle birlikte Akhenaton ve Aton tüm kayıtlardan silinip, yol sayılmıştır. Akhenaton'un en çok korktuğu başına gelmiştir.
Yaptığım araştırmalarda Hz. Musa'nın, Akhenaton olabileceği ile ilgili tezlerle karşılaştım. Kitabı okurken bu intibaya bende kapıldım. Bu yüzden yazarın kurguda başarılı olduğunu düşünüyorum. Normalde tarihi kurgu okumayı pek sevmem. Ancak bu kitap hem çok akıcı hem de ilgi çekiciydi. Yer yer Akhenaton'a hem üzüldüm hem de çok kızdım. Tarihi kurgu sevenlerin ve Mısır'a ilgisi olanların okuması tavsiyemdir..