Ömür Hanım, iyi ki ben de seninle yaşadım dünyayı...
Kadın saçlarında ilmek ilmek ördü aşkı; adam o saçlara taç yaptı çiçeklerden.
Kadın gözbebeğinde büyüttü sevdiğini; adam o gözlere doyamadı bakmaya.
Kadın sesinde can verdi sevdaya; adam harf harf, hece hece haykırdı sevdasından.
Kadın içinde bir dünya barındırdı; adam kadınını değişmedi dünyaya.
Sonra kadın gitti..
Dünyası yıkıldı adamın başına; soluğu kesildi, kirpiklerinden uçup gitti kırlangıçlar, rengarenk çiçekler sararıp soldu avuçlarında.
"Gözyaşımın sahibi.." (s.43)
"Yalnızlığımın annesi.." (s.49)
"Ömrümün elifi.." (s.52)
"Evimin sızısı.." (s.62)
"Nereye gidiyorsun bırakıp beni.." (s.44) diye seslendi adam. Taşların buz gibi soğukluğu karşıladı yalnızca.
"Odalardaki boşluğu topladı adam, yalnız uçan kuşların gökyüzünü topladı.." (s.57) savrulup durdu kadının saçından tırnağına.
"Evden uzaklaş biraz
Mezarlığa gitme her gün
Acı soğusun
Git, bir başka insana dokun..." (s.53) dediler adama.
"Ben de öyle yapıyorum
Harflerden binlerce Hatice yaratıp
Tek tek dokunuyorum hepsine
Büyüyorum, büyüyorum
Nasılsa ölüm var değil mi
Binlerce hayatla gülüyorum zamana" (s.53) dedi adam.
"Dünyanın bütün seslerini alıp götürdün
Mezarından başka harf kalmadı ağzımda.
Yoruldum kalabalığın hayatından
Yaşamak diye el çırptığım ne varsa
Şimdi bir ölüm türküsü, bir hatıra yangını
Yalnızlık çark dönüyor üstümde." (s.69)
"Neden kimse sana benzemiyor Hatice? " (s.43)
Ömür Hanım olmak zor..
Bir kadına ömrünü verecek kadar sadık bir adam olmak ise daha da zor..
Umudu, sevdayı, aşkı bulabilmek; bir ömrü başka bir ömre denk getirebilmek dileğiyle..:)