وَاِذْ اَخَذْنَا م۪يثَاقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمُ الطُّورَۜ خُذُوا مَٓا اٰتَيْنَاكُمْ بِقُوَّةٍ وَاسْمَعُواۜ قَالُوا سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَاُشْرِبُوا ف۪ي قُلُوبِهِمُ الْعِجْلَ بِكُفْرِهِمْۜ قُلْ بِئْسَمَا يَأْمُرُكُمْ بِه۪ٓ ا۪يمَانُكُمْ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ.
(Hatırlayın!) Hani sizden söz almış ve Tur Dağı’nı tepenizde yükseltmiştik. “Size verdiğimiz (Kitab’a) kuvvetle yapışın ve söz dinleyin.” demiştik. Demişlerdi ki: “İşittik ve isyan ettik.” Küfürleri sebebiyle buzağı sevgisi onların kalplerine içirilmişti. De ki: “Şayet müminlerseniz, imanınız size ne kötü bir şey emrediyor!” (Bakara/93)