Gönderi

184 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Hasretinden Prangalar Eskittim adlı şiirinde, ilk olarak ele alınması gereken husus prangadır. Ağır suçlardan hapishaneye giren kişilerin, ayaklarına takılan kalın ve ağır bir ayak kelepçesidir, pranga. Bu noktada, Ahmed Arif’i düşündüğümüzde, onu pranga ile birleştirdiğimizde ortaya çıkan kavram: “düşünce suçu”dur. Hasretinden prangalar eskittim der iken; hapishanede uzunca süre kaldığını ve bu süre zarfında da hasret çektiğini düşünebiliriz. Bu şiirdeki pranga, sembol olarak ele alınabilir. Pranga ile bağlantılı olarak, hapishane kavramı da bu şiir için ele alınabilir. Hapis kavramını sevmemesine rağmen, onun hayatında ve fikirlerinde hapishanelerin önemli bir rolü olduğu ve şiirlerinde sıklıkla yer tuttuğu aşikardır. Şiirin ilk dizelerinde hitap ettiği kişiler ve olgu önemlidir. Bu kişiler: iyi çocuklar, kahramanlar, namussuzlar, halden bilmezler ve kahpe yalandır. Gittikçe masumiyetini kaybeden bir sıralanışın olduğunu söyleyebiliriz. Ardından, zemheri kelimesi ile anlatılan karakış, kışın en şiddetli zamanı ve soğuk hava, tasvir açısından önemli bir kelime olmuştur. “Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu. Dışarda gürül- gürül akan bir dünya… Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar,” bu dizelerde hayvanlar ve insanlar dahil her şeyin uyuduğunu fakat bir tek onun uyumadığını görürüz. Dışarıda, devam eden bir hayat varken, o hapishanededir. Hürriyeti elinden alınmıştır ve hapishanede güçlü kalabilmek adına sevgisine sığınmıştır. “Leylim” kelimesi de sıkça kullandığı bir kelimedir, “leyl” kökünden gelir ve gece, karanlık anlamındadır. Çağrışım açısından, Ahmed Arif’e hitap eden bir kelimedir. “Saçlarına kan gülleri takayım” ile kastedilen ise gül gibi açılmış olan yaralardan sızan kanlı görüntüdür. Bir diğer yönden düşünüldüğünde de kurşun yarası olarak da ele alınabilir. Devamında gelen, “Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne.” dizeleri ile ise, en derinden en yükseğe ve en küçükten en büyüğe kadar her yere bağırmak isteği görülmektedir. Son dizedeki: “Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini…” ifadeleri oldukça güzel ve derindir. Bireysel aşk tamamen genişleyerek tüm toplumu kapsar hale gelmiştir. Işık ve aşkın kaybolması ile yalnızlık hissine üşüme hissinin ekleneceğini ve artacağını vurgulanmıştır. Ahmed Arif’te, en büyük acılarını dile getirirken bile, karamsar bir havadan daha çok geleceğe umutla bakan bir tavır mevcuttur, diyebiliriz.
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201740,2bin okunma
·
131 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.