Gönderi

Allah Bütün Günahları Bağışlayıcıdır
‎De ki, yani Allah tarafından şu hitabı tebliğ et. يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنْفُسِهِمْ‬‎ Ey nefislerine karşı israf etmiş kullarım. İSRAF: Mal sarfında meşhur ise de, insanın yaptığı herhangi bir fiilde haddini aşmaktır. Burada cinâyet mânâsı da tazmîn olunarak على ile sıralanmıştır. Yani ma'siyette ifrât ederek kendi nefislerine cinayet yapmış olan kullarım! ‎‫لا تقنطوا من رحمة الله »ALLAH'ın Rahmetinden ümidi kesmeyin.» Bu âyetin‬‎ Kur'ân'da en ümidli âyet olduğu söylenir. Bununla beraber dikkat edilmek lazım gelir ki, bu ümîd, günâha teşvîk için değil, en günahkâr kimseleri bile bir an evvel tevbe ve inâbeye teşvîk için olduğu ikinci ve üçüncü âyetten zahirdir. Bunun sebeb-i nüzülünde bir kaç rivâyet vardır. Ata ibn Yesar'dan olan rivâyete göre, Hazret-i Hamza'nın katili Vahşî hakkında Medine'de nazil olmuştur. İbn Ömer'den rivâyet olunduğuna göre de demiştir ki: «Ayyaş ibn Ebî Rebía ve Velîd ibn Velid ve daha birkaç nefer müslüman olmuşlardı. Sonra ta'zīb edilmiş fitneye düşmüşlerdi. Biz, bunlar hakkında Allah, artık bunlardan ebeden hiçbir şey kabul etmez. Müslüman oldular, sonra da bir azab ile ta'zîb olunduklarından dolayı dinlerini terkettiler diyor idik. Bu âyetler nâzil oldu. Ömer İbni'l-Hattab kâtib idi. Bunları kendi eliyle yazdı, Ayyaş ibn Ebî Rebîa'ya ve Velid ibn Velîd'e ve diğer birkaç kimseye gönderdi. Onlar da, müslüman olup hicret ettiler. İbn Abbas'dan rivâyet olunduğuna göre de, Mekkeliler şöyle demişler: «Muhammed, zu'mediyor ki, putlara tapan, Allah ile beraber diğer bir ilâha dua eden ve Allah'ın muhterem kıldığı nefsi katleyleyen kimseler mağfiret olunmaz. O halde biz, nasıl hicret eder ve müslüman oluruz, ilâhlara tapmış, adam öldürmüşüz, ehl-i şirkiz. Bunun üzerine Allah Teâlâ قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى انْفُسِهِمْ لا‎ ‎‫تقنطوا من رحمة الله »Deki: "Ey nefisleri aleyhine israf etmiş kullarım!‬‎ ALLAH'ın rahmetinden ümidi kesmeyin, çünkü ALLAH bütün günahları mağfiret buyurur, şüphesiz ki O öyle gafür, öyle rahîm O.» âyetini indirdi. Maamafih sebeb-i nüzul, kâfirlerin İslâm'ı mes'elesi ise de mefhûm âsilerin tevbesine de şamil olduğunda şübhe yoktur. O evleviyyetle sabit olur. Demek ki, ‎‫إِنَّ اللَّهَ لَا يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ به )"Doğrusu ALLAH kendisine şirk koşulmasını mağfiret etmez." Nisa-4/48) âyeti mûcebince şirkin mağfiret olunmaması tevbe edilmediği takdirdedir. من قبل أن يأتيكُمُ الْعَذَابُ Azab size gelmeden evvel, buyurulması da iman-ı ye'sin fäide vermeyeceğini anlatır.
Sayfa 508 - 6.cild 39/53 tefsiriKitabı okuyor
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.