Gönderi

Ünlem
Çok sayıda nevrotik insanın çocukluk öykülerini incelerken hepsinde de ortak bölenin, farklı bileşenler içinde aşağıdaki özellikleri gösteren bir çevre olduğunu buldum. Değişmeyen temel düşman, gerçek bir canayakınlık ve seve­cenlik yokluğudur. Bir çocuk sık sık yaralayıcı (travmatik) olarak değerlendirilen -aniden sütten kesme, arasıra dövme, cinsel de­neyimler gibi- birçok şeye dayanabilir, ancak içten içe sevildiğini ve istendiğini hissettiği sürece. Bir çocuğun, sevginin gerçek ol­madığını açıkça hissettiğini ve uydurma gösterilerle aptal yerine konamayacağını söylemeye gerek yok. Çocuğun yeterli sıcaklık ve sevecenlik alamamasının ana nedeni, annenin ve babanın kendi nevrozları yüzünden bunu verme yetisinden yoksun ol­malarında yatmaktadır. Kendi deneyimlerime göre temel içtenlik yokluğu çoğu kez kamufle edilir ve aileler çocuk için en iyi­sini istediklerini öne sürerler. Eğitim kurumlan ve "ideal" bir annenin aşırı vesveseli ya da özverili tutumu, gelecekteki derin güvensizlik duygularının köşe taşını büyük ölçüde oluşturan bir ortama katkıda bulunan temel etkenlerdir.(…) Bunun yanısıra, tartıştığımız türden bir ortam yaratan "llevrotik anne-babalar genellikle yaşamlarından hoşnut değillerdir, doyurucu coşkusal ya da cinsel ilişkilerden yoksundurlar ve dolayısıyla çocukları kendi sevgilerinin nesnesi yapmaya eğilimlidirler.
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.