1 Bu fenâ bezminde asla şimdi râhat kalmadı
Gussa vü ģamdur bütün dillerde safvet kalmadı
2 Var imiş evvel kemâl ehline hüsn-i iltifât
Kaldı zilletde hele erbâb-ı himmet kalmadı
3 Old 'âlî bu ne hikmetdur edânî zümresi
Âkîl-i sencideye 'âlemde rağbet kalmadı
4 Münzevi oldi 'umumen 'ârif-i esrâr-ı Hâk
Görinür bu arsada sâhib kerâmet kalmadı
5 Oldi memlû yer-be-yer șûr u fesadat ü nîzâ
Nâs içinde zâhir olmadık alâmet kalmadı
6 İrtişâ semtine ma'il zabitânın cümlesi
Toldi cevr ile cihân rahm u 'adalet kalmadı
7 Hisset ile oldi me'lûf mâlik-i dînâr olan
Ağniyâda şimdi Sıdkî hîç sahâvet kalmadı