Gönderi

hep aynı nakarat..
yakarıcı ve güldürücü bir çağrı gibi, alaycı ve güldürücü bir kınama ya da hatırlatma ya da korumaya alma ya da bilin­mez ne gibi, kuşkusuz hiçbir şey, olsa olsa anlamdan yoksun sözler, bıkıp usanılmaz bir tekrardaki kesik kesik, hafif , kaygı­sız notalar, deyim yerindeyse zamanın kendisi de tıpkı kendi aşağılanmışlıkları içinde kokuşmuş binlerce ve binlerce in­sandan yayılan boğucu pis koku kapağının altına kapatılmış çamur, durgun, çamurlu toprak gibi kımıltısızdı, bu insanlar yaşayanların dünyasından dışlanmış ama henüz ölülerin dünyasına da girmemişlerdi: Tabiri caizse, her ikisi arasındaydılar üstlerindeki gülünç üniforma enkazını alaya bir damga gibi taşımaktalar, üniformaları onları bir hayaletler topluluğuna benzer kılar, ihmal edilmiş ruhlar topluluğuna yani hem ölüm hem hayat tarafından unutulmuş ya da itilmiş ya da reddedil­miş ya da geri çıkarılmış ruhlar gibi sanki ne biri ne de öbürü istemiştir onları öyle ki şu anda sanki zamanın içinde değil de grimsi, boyutsuz, değersiz, süresi belirsiz bir tür formaldehit çözeltisi içinde hareket ediyor gibiydiler, bu çözeltinin belirsiz süresini yer yer delen de nostaljik, zarif ve inatçı bir biçimde tekrarlanan hep aynı nakarat, hep aynı anlamdan yoksun, ke­sik kesik, melankolik sözcüklerdi:.. .
Sayfa 107 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
·
540 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.