Gönderi

Yine de sağlıklı insanın “ben” diye bildiği, sezdiği bir mevcudiyeti vardır. Yanında kimse yokken de, içinde olduğu şeyin “ben” olduğunu hisseder ve oraya yerleşiktir. Felsefeden metafor ödünç alırsak; insan ormandaki ağaçsa, otantik benlik onu gören kimse yokken de ağaç olduğunu bilir ve bir ağaç olarak var olabilir. Türüne göre yeşerir, çiçek açar, yaprak döker; göreni azsa daha az gelişir belki ama yaşar. Kişilik bozukluğu düzeyindeki narsist birey ise, ona bakan, onu gören, onu seyreden yoksa, kendi gözünde yok olur. Benliğini hissedemez. Benlik, bedene kurulum yapamamış, yerleşememiştir çünkü. Carl Gustav Jung, bütüncül, merkezi bir benlikten söz eder. Jung’a göre benlik (self), insan ruhsallığını oluşturan parçaları bir araya getiren, düzenleyici, birleştirici, bağlayıcı, organize edici bir prensip gibi işlev görür. Bu prensibi manyetik alana benzetebiliriz. Merkezi bir mıknatıs gibidir benlik. Parçaları bir arada tutar. Mıknatıs ne kadar güçlüyse bireyin ruhsallığı o kadar bütünlüklü ve dayanıklıdır.
··
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.