Gönderi

Yüksek öğrenim hakkında ikinci bir abes iddia daha vardır ki o da bir şeyi genel olarak bilmekle (ilm), derinlemesine ve etraflıca bilmeyi (ihâta) birbirinden ayırmamaya alışmış olmamızdır. Öğrenciler, özümsemeye mecbur oldukları ilimlerin devasa büyüklüğünden veya bir çalışma metoduna dair tecrübelerinin olmayışından şikâyetçidir. İyi bir çalışma metodunun olmayışı ise öğretim metodunun niteliksizliğinden kaynaklanmaktadır. Öğrenciler sanki üniversiteyi bitirdikten sonra artık hiç çalışmayacakmış gibi abes bir fikre dayanarak gerekli görülen bütün bilgilerle bir huniyle doldurulur gibi doldurulmaya çalışılır. Ne kadar da teselli edici bir yöntem! Gençlerin büyük bir kısmı çalışmaktan tiksinecek bir hâle getirilir. En makbul görülen bu usûlü uygulayabilmek için her öğrenilen ayrıntının hafızada yerleşeceğini farzetmek gerekir. Halbuki ancak, sürekli tekrar edilen bilgiler gerçek anlamda zihinde yerleşebilir. Sürekli tekrarlamak ise bir ansiklopedinin mide bulandırıcı geniş ayrıntılarına nasıl teşmil edilebilir?
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.