Gönderi

"Affedersiniz, burası neresi?" Hafif bir dokunuşun omzunu sarsmasıyla uyanan adam gözlerini açtığı anda boş bulunarak karşısında ona bakan mavi gözlere kapılıverdi. Denizi, gökyüzünü andıran yoğun göz be- bekleri ışık vurduğunda mavi; uzun güzel kirpiklerini kırpıştırdığındaysa kahverengi görünüyordu. Bu gizemli bakışlarla sersemleyen adam nihayet aklını başına toplamayı başardığında kadının sorusunu cevapladı. "Burası... Muhteşem güçleri olan bir kasaba." "Muhteşem güçler mi? Buradan şimdiye dek hiç hissetmediğim bir koku yayılıyor. Ben bir yerin kokusuna bakarak nasıl bir enerji yaydığını algılayabiliyorum. Bu kasaba... huzurlu ve güzel kokuyor. Ama garip bir şekilde tanıdık bir his de uyandırıyor. Hem rüzgârı hem de havası yumuşak. O kadar ferah ki elimde olsa ömrümü burada geçiririm." "Madem öyle... Bu kasabada birlikte yaşamaya ne dersiniz?" Kadının gözlerine bakarken boş bulunarak sorduğu bu soru adamı afallatıp yerinden sıçratmaya yetmişti. Onun kulaklarına kadar kızarmış şaşkın halini gören kadınsa tatlı tatlı gülümsedi. "Olur. Yaşayalım."
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.