Gönderi

Ertesi gün şehre geri döneceğimiz zaman gördüm ki; bizim arkadaş türlü çiçeklerden güzel demetler yapmış, yola çıkmak üzere hazırlanmıştı. Dostuma, "Bahçe gülleri- nin bekası, gül mevsiminin vefası olmadığını bilmez misin? Bilge kişilerin, 'Bekası olmayan şeylere gönül vermeniz uygun olmaz' dediklerini duymadın mı?" dedim. Dedi: "Ne demek istiyorsun?" Dedim ki: "Ben gönülle- rin rahatlamasına, okuyanların neşelenmesine yol açacak bir Gülistan yazacağım ki sonbahar rüzgârları, onun yap- raklarını solduramaz ve mevsimin şiddeti, baharının tazeliğini yok edemez. Her mevsim taptaze kalır." Bu gül demetlerini ne yapacaksın, Gülistan'ımla ellerini süsle. Gülün ömrü bilirsiniz ki çok azdır. Benim Gülistan'ım ise sonsuza kadar solmaz. Ben böyle söyleyince eteğindeki gülleri döktü ve, "Bu sözünü yerine getir" diyerek eteğime sarıldı. Bir iki gün içinde birkaç bölüm müsveddeden temize çekildi. Güzel konuşmanın yöntemleri, hoş geçinmenin usulü ortaya kondu. Bu kitap konuşanların işine yarar, yazarların belâgatını artırır. Özetle Bostan'ın güllerinden arta kalanın da eklenmesiyle Gülistan kitabı tamamlandı.
·
110 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.