Gönderi

167 syf.
·
Puan vermedi
Ashab-ı Kehf, Hz.Hızır ve Hz.Musa, Zülkarneyn kıssaları sırasıyla anlatılmıştır. Kıssada geçen balık, mağara, iki denizin birleştiği yer, denizin derinlikleri, balığın dirilmesi, olayları sembolik anlamlarıyla incelenmiştir. Jung ve Freud psikolojinin derinliklerini bize anlatmaya çalışıp durmuşlar. Şimdi bu iki değerden birinin kur’an ayetlerine bakışını okuyoruz. Kehf denilince akla gelen 7 uyurlar ve mağara-zaman algısıdır. Kur’an temelli baksak ne 7 uyut deriz ne de zamana takılırız. Biz yorumlara takılı kalmışız, kendimiz dönüp bakmamışız. Bu da toplum olarak ayrı bir durumumuz. Neyse sembolleri okuyan Jung’a dönelim. Mağara metaforu için: “Mağaranın, tarih öncesi devirlerden beri insanları etkilediği, ibadetler için kullanıldığı bilinir. Pek çok dinde mağaraya kutsallık atfedilmiş, İslam dininde de özel bir yere sahip olmuştur. (…) Mağara hem karanlık dünyanın bir mecazi olarak hem de kalp imgesi olarak anlaşılır. Her kutlu mağaraya benzer bir anlam verilir. Kutsal mağara içe doğru dönmüş bir evrendir, kalbin gizli dünyasıdır.” “Jung’a göre Ashâb-ı Kehf kıssasının anlamı şudur: Birey kendi içinde taşıdığı mağaraya ya da bilincin dışındaki karanlığa girerse, kendini önce bilinçdışı bir dönüşüm sürecinin içinde bulur. Bilinçdışına girmesi, bilincile bilinçdışının içerikleri arasında bir bağ kurmasını sağlar. Bunun sonucunda, kişiliğinde olumlu ya da olumsuz anlamda kökten bir değişim olabilir. Dönüşüm genellikle, yaşam süresinin uzaması ya da ölümsüzlüğe adaylık olarak yorumlanır.” Kur'an'da mağara, ğâr ve kehf kelimeleriyle mağara özelliği taşıyan mekanlar dile getirilir. Ashab-ı Kehf kıssasında birçok kez tekrarlanan "kehf' kelmıesi,^° normalinden daha geniş olan mağaraya verilen isimdir. Mağaranm küçük olamna Arapça'da "ğâr" adı verilir. Kehf, aynı zamanda dağda oyulmuş ev anlammdadır. "Fulânun kehfun", falan kimse sığınılacak kişidir demektir. İnsanlar birisine sığındığında ve kendisine sığınılan da onların sorumluluğunu, korumasmı üzerine aldığında, "fulânun kehfu ehli'r- rayb" denir. "Kehfe" kelimesi kadm ismi olarak kullamimıştır." Kur'an'da mağara sembolizmini anlatmak için "kehf' kelimesi seçilmiştir. Kehf in, normalinden büyük bir mağara olması, bu sembolle anlatılmak istenen olgunun sımrlanmn genişliğini gösterir. Kehf kelimesiyle hem korunaklı bir yere hem de güçlü bir kimseye sığınma anlamı dile getirilir. İnsanlar bu sığınma işini maddi ve manevi varlıklarını sürdürebilme amacıyla yaparlar. Sembolizm olarak kehf de, süreklilik ve sonsuza dek var olmak için başvurulan bir merci olabilir. Bu anlamda bir mü'minin, fizik ötesi bir âlemde varlığım devam ettirme ve metafizik bir güce dayanma eğiliminden söz edebiliriz. Anne rahmi inşam yeni bir hayata hazırlayan mağara gibidir. Bu yüzden, "kehfe" kelimesinin kadm ismi olarak kullanılması dikkat çekicidir. Yorumu yorumlamak oldukça güç bir durum. Jung bu yorumu 1938 yılında Eranos Konferans’ında sunmuştur. Bu anlatımı kıssalarla birlikte ele alırken kur’an’ın 18 Suresi olan Kehf Suresi’nin 17.ayetini merkez yapmıştır. Zaman algısı üzerinden düşünmeye başlamış Jung. Şu ayette hem beden, hem zaman, hem konum izleri var. Görebilene. “Güneş'i görüyorsun: Doğduğu vakit mağaralarından sağ tarafa kayar, battığı vakit ise onları sol tarafa doğru makaslayıp geçer. Böylece onlar mağaranın geniş boşluğu içindedirler. Bu, Allah'ın mucizelerindendir. Allah'ın kılavuzluk ettiği, doğruyu bulmuştur. Şaşırttığına gelince, sen ona yol gösteren bir veli asla bulamazsın.” Ashâb-ı Kehf in mağarada bulundukları ortam şu şekilde tasvir edilmiştir: Güneş doğduğu zaman, mağaradan sağ tarafına meyleder; battığı zaman da uyuyanları makaslar. Üzerlerine güneş ışığı değmez, değse bile, sol taraflarına yakın bir yerden geçer. Bir başka deyişle, güneş doğarken de batarken de üzerlerine düşmez, onlara bir zarar ve rahatsızlık vermeden eğik bir şekilde, değmeden geçip gider. Güneşin sıcaklığı onları rahatsız etmez. Mağaranın her tarafı kapalı olup, giriş kısmı biraz batıya meyilli olmakla birlikte kuzey yönünü dönüktür. Mağaramn ağzı kuzeye baktığı için güneş ışığı içeri girememektedir. Güneşin Ashab-ı Kehf i rahatsız etmemesi, ebedî gölge sembolüyle ilişkilendirilmiştir. Dürüst ve erdemli olanlann cennette ulaşacaklan mutluluk ve esenlik halini belirtmek için Kur'an'da sıkça yapılan atfm bir uzantısı olarak yorumlanmıştır. Farklı bir pencere açıyor bu kitap. Okunmaya değer. Cümlelerin sadece kurulup bitmediğini çok güzel anlatıyor. Cümleler yaşar da hüküm de sürer. Zamanı olmayan şeylerin başında kitap ve okumak var. Okumayı iş edinince rehberlik başlıyor. Keyifli okumalar!
Carl Gustav Jung'un Kehf Suresi Tefsiri
Carl Gustav Jung'un Kehf Suresi TefsiriCarl Gustav Jung · Mengüceli Yayınları · 2015122 okunma
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.