Gönderi

- Ne zaman seçim yapacağınıza karar verin: Hayattaki her şeyi seçim yapmanızı gerektiren durumlar haline getirmeyin. Bu zihinsel olarak epey yorucu olur. Çoğu durumda alışkanlıklara ve rutinlere yaslanmak iyidir. Rutin bir şekilde hareket etmekte bir sakınca yoktur. Alışkanlıklardan ve rutinden yoksun bir hayat katlanılmaz olur. - "Ancak en iyisiyle mutlu olma"nın saçmalık olduğunu kabul edin: Bir şey yeterince iyiyse, yeterince iyidir. Her zaman en iyisinin peşinde koşarsanız, mutluluk sizden kaçar. Esasında "en iyisi" fikri sonunda genellikle umutsuzluğa çıkar, çünkü bir yıl en iyi kabul edilen, ertesi yıl fena halde modası geçmiş kabul edilebilir. Yalnız en iyisi yeterince iyiyse, hiçbir şey tam olarak iyi değildir. - Kararlannızı geri dönülmez hale getirin: Pek çok kararın, özellikle de başkalarıyla ilişkilerimizi ilgilendiren mecburiyetlerin -elimize fırsat geçse dahi- geri dönülmez olması gerekir. - Şükran duyun: Söylemesi kolay ama yine de önemli. - Bağlanmaya hazır olun: Önceki bölümde ele aldığımız hedonik koşu bandıyla ucundan tanışmak bile size istediğinizi elde etmenin yararlan hakkında daha gerçekçi bir bakış açısı kazandırmış olmalı. Koşu bandı kavramı, çok istediğimiz bir şey olduktan az sonra belli bir "mutluluk seviyesi"ne geri döndüğümüzü anlatıyor. Bunu kabul etmek, belli bir arabayı ya da yazlığı satın almanın veya yeni birine aşık olmanın beklediğimiz derin ve kalıcı mutluluğu sağlamayacağını hissettirerek, bizi hayal kırıklığından koruyor. - Karşılaştırma yapma isteğine karşı koyun: İnsanlar kendilerini başkalarıyla kıyaslamaktan alıkoymakta zorlanırlar, fakat bu eğilimin farkında olmak bile onu kontrol altına almaya yarayabilir. Evet, komşunun tavuğu komşuya kaz görünebilir; ancak belki de çitin üzerinden komşunuzun bahçesine bakmak yerine kendi bahçenizle ilgilenip orada çocuklarınızla oynamak daha iyidir. Yalnız belli şeylerin veya fikirlerin peşine düşmeye değer olduğunu söylemek züppeliktir; ona meydan okuyun. - Sınırlarla yaşamayı öğrenin: Bu elbette bu kitabın odak noktası. Ne var ki, nefsimizi daha az şey isteyecek şekilde eğitme fikri bir çelişki içeriyor. Daha azla yetinmek güçlü bir irade gerektiriyor ve bu da "doğrudan" yöntemin Aşil topuğu: Kışkırtıcı, davetkar ve sınırsız bir dünyada, kendinizi ve iradenizi olan biteni kaçırmayı göze alacak özdenetimi kuracak kadar eğitmek gerçekten mümkün mü? Bazıları bunu yapabilir. Ancak çoğumuz için "dolaylı" yöntem, yani içsel bir psikolojik olgu olarak iradeye odaklanmak yerine bizi çevreleyen kurumlar, sistemler, örgütler, teknolojiler, evler ve aileler zeminine odaklanan bir yaklaşım daha faydalı olacaktır.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.