Gönderi

Hiç hayatınız kaydı mı ellerinizden? Öylece bakakaldınız mı ardından? Öyle bir gün, bir an da değil hem aylar süren bir bakmadan söz ediyorum ben. Hayatı kaçırmak ne demek biliyor musunuz mesela? Her doğan güneşi, her yağan yağmuru kaçırıyoruz günden güne. Hayatlarımız geçiyor, saniye sonrası bilinmeyen ömürlerimiziyse boşuna geçiriyoruz. Farkında olmadan, yaşamadan nefes alan varlıklara dönüşüyoruz. İnsan yaşadığı kadar vardır ya hani. Ben şu sıralar yokum. Sevmeyi unuttum mesela, ara sıra ben burdayım diyen tek duygum belirsizliklerimin acısı. Geldiğinde ona tutunuyorum sadece, kalan son duyguma yani. Çok kaçırıyorum hayatı ama bu koşup, yorulup bıkmaktan ziyade yerinde sayıp tek adım atamamak gibi bir şey. Bir şey var, birçok şey. Zorundalıklar var mesela o adımı size attırmayan; ayaklarıma dolanıp beni durduran pranglarım onlar. Borçlu olduğumuz insanlar var sonra. Oysa bir yanım nasıl çığlık çığlığa; istesen de ödeyemezsin o borcu diyor... Sevmek, çok sevmek, her yağmurda ıslanmak, her güneşi batırmak, umutlarıma sarılmak ve sevdiklerime sonsuz inanmak... Yaşamak en çok yaşamak Ne çok isteğim var değil mi? Bir de gerçek dışı oluşları yok mu, kanatlarımı asıl kıran da o sanırım. İnsan ne hayata ne de kendinden başkasına tutunabilir diyordu bi şarkıda, sahi kendimizi nerede bulacağız da tutunacağız, nasıl olacak yani, bilen var mı bir yerlerde..Hayatı kaçırmaktan deli gibi korkan, izin verseler ardına bakmadan KENDİ hayatına koşacak olan...
·
102 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.