Gönderi

248 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar İngiliz yazar Doris Lessing, çocukluğunun önemli bir kısmını Afrika'daki İngiliz sömürgelerinde geçirmiş. Buradaki gözlemlerinden beslenen yazar ırkçılık ve sömürü konularını eserlerinin çoğunda işlemiş. Toplumun kadına bakışı da özellikle ele aldığı konulardan. Bu ilk romanında yazar, mutsuz bir çocukluktan sonra kendince mutlu bir hayat kuran Mary'nin toplumsal dayatmaya boyun eğerek evlenmesini, eş olarak evliliğe en az kendisi kadar uygun olmayan Dick'i seçip onun sapa, verimsiz çifliğine yerleşmesini ve esas alıyor. Mary'nin önceki hayatında fark edilmeyen ırkçılığı, yerlilere duyduğu nefret, çiftliğe yerleşmesiyle su yüzüne çıkıyor. Sadece Mary değil, yerlilerin topraklarına çöreklenen hemen hemen bütün beyazlar benzer düşüncedeler. Karakterlerin hem fiziksel hem ruhsal betimlemeleri muhteşemdi. Sömürgeciliğin iğrenç yüzü, doğanın zor koşulları, o çevredeki hayat son derece başarıyla aktarılmıştı. Yazarın dili sade ve anlaşılır. Yalnızca bazı konular açıkça verilmek yerine bir sis perdesi altında bırakılmış. Belki de okurun kendi çılarımını yapması içindir. @kitap.insanları ile güzelmpaylaşımlar yaptık. Kendilerinden farklı diye yerlilere yüzyıllar boyunca eziyetler çektiren, sırf yapabildiği için onları ezen, köleleştiren, insanlıktan çıkaran hastalıklı zihniyet ne yazık ki hâlâ şifa bulmamış. Bugün, bu zamanda, ülkemizde, hayvanların "uyutulması" konusunu canla başla savunan insanımsılarla birlikte yaşıyoruz. Sırf onlardan güçlüyüz, sırf yapabiliyoruz diye canlarını alma hakkını kendimizde görebiliyoruz demek. Yaratılanların EN ŞEREFLİSİ olduğuna inanan insan, diğer canlılardan ZEKÂSIYLA ayrıldığını düşünen insan, soruna bu çözümü buldu demek. Yazıklar olsun. Merhamet ve vicdan yoksa insan da yok bence. Kimse kendini kandırmasın. İnsanca, insana layık şekilde yaşayabilmek ümidiyle
Türkü Söylüyor Otlar
Türkü Söylüyor OtlarDoris Lessing · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20234 okunma
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.