Gönderi

Bak işte bir gala gecesi Yapayalnız geçen nice yıllardan sonra! Kanatlı, peçeli ve gözyaşına Boğulmuş çok sayıda melek Oturmuşlar bir tiyatroda, seyretmek için Umut ve korkunun oyununu Orkestra çalarken aralıklarla Evrenin müziğini. Yüce Tanrı'nın kılığına girmiş oyuncular Alçak sesle mırıldana, homurdana Oraya buraya uçuşuyorlar- Zavallı birer kukla onlar Dekoru ileri geri değiştiren, Akbaba kanatlarını çırptıkça Görünmez derler yayan Ve belirli bir biçimi olmayan Engin varlıkların emriyle gidip gelen! Ah, bu karışık drama - eminim Asla unutulmayacak! Durmadan kovalanan o Hayalet Peşinde hep aynı dairede dönen, Hep başladığı noktaya gelen Avını yakalayamayan bir kalabalık Çokça delilik, ondan da çok günah Ve dehşet, işte hikayenin özü. Bakın, bakın! Oyuncuların arasında Sürünen bir varlık beliriyor! Kan kırmızı bir şey sürünerek giriyor Sahnenin ıssız tarafından Kıvranıyor! -kıvranıyor!- ölümcül sancılarla Oyuncular ona yem oluyor Ve insan kanına bulanmış zehirli dişleri Gören melekler ağlıyorlar hıçkırıklarla. Sönüyor -sönüyor ışıklar- sönüyor her şey Ve titreyen varlıkların üzerine Fırtına hızıyla iniyor Tabut örtüsü perde! Ve benzi atmış melekler Kalkıp ayağa çıkararak peçelerini Haykırıyorlar hakikati Oynanan oyun bir trajedidir adı "İnsan" Kahramanıysa hep kazanan ölüm adlı Solucan.
Sayfa 127 - LigeiaKitabı okuyor
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.