Gönderi

Medeniyet "Söyle Hele! Ne Kadar Geriye"
Ahmed Beyatlı Bey anlatıyor; "Akşam yemeğinde dâvetlilerden birisi bana döndü ve alay edercesine şöyle dedi: – Sözlerinden anladığım kadarıyla şeriat hükümlerini tatbik etmek ve bizi geriye götürmek istiyorsun... Öyle mi? Ona soruyla cevap verdim: – "Geriye" deyince, nasıl yani?  Yüz yıl önceki hâlimizi mi kastettin?! "Yüz yıl önce Osmanlı Sultânı, Yerküre'nin yarısına hükmediyordu. Beşyüz seneden beri devam eden bir hüküm... Avrupa kralları, Sultân'ımızın himâyesi altında idiler. Onun tayini ve onayı ile tahta geçiyorlardı... Yoksa daha öncesini mi kastettin?! O devirde de Mısır Memlüki Sultânları, dünyâyı Moğol işgâlinden kurtarmışlardı. Daha öşncesini mi kastettin?. Hani Abbasî devleti dünyânın yarısına hükmediyordu, o zamanı mı?! Kastın daha da öncesi ise, daha evvelinde Emevî Devleti vardı. Dünyânın çoğuna hükümran olmuşlardı. Ondan önce de Hz.Ömer (r.anh), yeryüzünün ekserisine hükmediyordu, onu mu demek istedin?. Yoksa maksadın Harûn-u Reşid’in Doğu Roma İmparatoru Nekfur’a yazdığı mektup mu?! “Emîru’l mü’minîn Harûn’dan Rûm köpeği Nekfur’a...” diye başlayan?. Buraya kadar olan kısım, siyasî açıdan cevabım. Yoksa ilmi açıdan mı sordun?! Hani, İbn-i Sinâ, Farâbî, İbn-i Cübeyr, Harizmî, İbn-i Rüşd, İbn-i Haldun... vb. Müslüman ulemâ, İslâm alemine ve batı dünyâsına tıbbı, eczacılığı, mühendisliği ve tekniği, astronomiyi, kanunu, şiiri, edebiyatı... vs. öğretmişlerdi. O dönemi mi kastettin efendi?. Yoksa, izzet ve şeref, prestij mi maksadın?! Hani bir yahudi, bir Müslüman kadının eteğinin ucuna değmişti de kadın, “Yetiş Yâ Mutasım!.” diye çığlık atmıştı... Bunun üzerine Hâlîfe Mutasım, derhâl bir ordu sevk etmiş ve devletindeki bütün yahudileri kovmuştu. O devri mi kastettin?. Bugün ise her tarafta kadınlara tecavüz ediliyor. Ama idâreciler sıkılmadan ferâh fahur yaşıyorlar!. Yoksa avrupa topraklarının tanıdığı ilk üniversiteyi Müslümanlar ispanya’da inşâ etmişlerdi, o zamanı mı kastettin? Tâ o zamandan günümüze kadar bütün dünyâda üniversite mezunlarının mezuniyet töreninde giydikleri cübbe ve (sarık yerine) kep Müslümanlardan kalma bir adettir, onu mu kastettin? Kep düz olur... Neden? Çünkü o zaman mezuniyet töreninde sarık üzerine Kur’an-ı Kerîm konurdu. Yoksa maksadın Kahire şehrinin, dünyânın en güzel kenti seçildiği, 1 Irak Dinarının 482 Dolar olduğu, fakir Avrupa’dan kaçanların İskenderiye şehrine koştukları, ABD’nin Avrupa’yı açlıktan kurtarması İçin Mısır’a ricacı olduğu zaman mıdır? Maksadını açıkla da bilelim, ne kadar geriye dönmemizi istiyorsun?. Söyle hele!... " Cd (Bu sohbeti nâkleden Irak Ticaret Eski Ataşesi değerli kardeşimiz Ahmed Beyatlı beyefendiye teşekkürler)
·
98 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.