Gönderi

Hipotalamus vesilesiyle niyetleriniz anında gerçekliğe dönüşür. Bütün duygularınızı, düşüncelerinizi kimyasallarla dönüştürür. Siz sadece niyet edin, öyle bir fabrika ki burası, duygulara uygun kimyasallar burada üretilir. Bu kimyasallara peptit adı verilir. Bunlar, proteinlerin en küçük yapı taşları olan amino asit zincir dizileridir. Tuğlalardır ama yapılacak binaya uygun tuğlalardır. Hayallerimiz, duygularımız, hipotalamusta protein zincirleri oluşturmak için hazırlanır. Sonra ruh dünyamıza uygun düşen nörohormonlara ve nöropeptitlere bunlar monte edilir. Yani her duygu için hipotalamusta kimyasal var. Üzüntü, korku, sevgi, nefret, şehvet için... Kimyasallar burada hazırlanır. Sen düşün, hipotalamus, ona uygun peptitleri oluştursun, görevi bu. Senin düşüncelerin, yani tohumların hipotalamusta somutlaşıyor, biyolojiye yansıyor. Hipotalamus da her duyguyu, bu âleme (biyolojiye, fiziğe) yansıtacak kimyasalları üretmek için yaratılmış. Sen herhangi bir duygu içine girdiğin anda, bedeninde veya beyninde yaşadığın anda, hipotalamus derhal çalışmaya başlar ve ilgili peptitleri üretir. Ve onu nehirlere yani kan dolaşımına salıverir ve bu kana karışan peptitler nereye gideceklerini çok iyi bilirler. Her bir hücrenin yüzeyinde her peptite uygun alıcılar vardır. Sen yeter ki hipotalamusta üretilmesi için izin ver. Yani niyet et veya hayal et. Hücrenin yüzeyinde hipotalamustan gelen bu peptitleri alan binlerce alıcı yüzey mevcut. Hücre yüzeyindeki bu alıcıların hepsi ellerini açmış, “Hipotalamustan bize ne gelecek? Bu sarayın efendisi ne düşündü, bizi nasıl şekillendirmek istiyor?” derler. Hücreler ellerini açmış bekliyor. Hipotalamus için sorun yok. O, senin duygularına, hissettiklerine, düşüncelerine, hücrelerine uygun peptitleri oluşturmak için var. İşte senin duygularınla üretilen o peptit hücreye girdiği an, anahtar-kilit gibi hücrenin içine girer ve o hücre artık o peptit ne ise, hangi duygunun peptiti ise, hücre o olur. Hücrenin kimyası, o peptitin kimyasına göre değişir, yeniden şekillenir. Hücre o duyguyu yaşar ve devam ettirirse, o duygu ile formatlanır ve hücre yavaş yavaş o duygu olmaya başlar. Ve hücre yüzeyindeki bu alıcılar artık içeri alınan peptite göre açılmaya başlar. Hücrelerin çok fazla üzüntü peptiti almışsa ve hücre bunu benimsemişse, bunu çok fazla tuttuysa, bu sefer hücre yüzeyindeki alıcılar üzüntüye daha duyarlı olur. Hücre yüzeyindeki üzüntü alıcıları sayısı artar ve mutluluk alıcıları azalmaya başlar. Hücre, var olmak, varlığını hissetmek için sürekli hipotalamustan kendisine peptit göndermesini ister. Elbette o hücre varlığını ne olarak hissediyorsa, hipotalamus onu hücreye gönderecektir. Eğer hücre, uzun süre acıya odaklı peptitleri aldıysa, hipotalamus, hücrenin kendini var hissetmesi için ona acı peptitleri gönderecek ve kişi acıyla, hastalıkla beslenecektir. İşte bu acı ile beslenme, Kur’an’da “cehenneme yaslanma” diye tabir edilen şeydir. Hipotalamusa yaşam ağacı derler ve meyvelerini, tohumlarını sen ekiyorsun. Sonra o, sende alışkanlığa ve kaderine dönüşüyor.
Sayfa 213Kitabı okudu
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.