Gönderi

Lacivert gece, kırık bina, Galatasaray, şükrü ve kitaplar
Akşam oluyor, açık balkon kapısından odaya giren soğuk hava kollarıma çarpıyor. Hoşuma gitti bu durum. Sanki soğuk havaya kafa tutmuşum. Esersen es bak üşümüyorum işte. Bu aralar kafa tuttuğum olaylar artıyor. Yaşama inat ediyorum sanki. Hayır böyle yasanilmaz bak böyle de yapabilirim. Kadere karşı gelmek gibi... Ben istedim bunları oysa ki. Ama pembe istemiştim kargocu yanlış getirmiş kutudan lacivert çıkmış gibi.  Siyah demedim dikkat edersiniz ki. Dilim varmadı bu kadar koyu bir renk söylemeye. Lacivert en güzeli. Biraz açığı mavi. Gökyüzü..  deniz ... Ama mavi değil işte pembe hiç değil siyah çok karanlık lacivert en güzeli. Gece gibi. Tam su an akşam olmuşken gökyüzünün büründüğü renk. Kirli havayla karışmış soluk... Benim gibi...            Karşımdaki balkon kapısından görünen manzaram iki tane yapışık dört katlı bina. Evlerin çatısı yok. Buralara yağmur yağmıyor fazla. Çatı yapmamislar. Ne gerek var yılda 3-4 kere anca ıslatır yerleri. Birinin ön balkon duvarı kırık sağdaki duvarı ise komple yanık. Binalari kendime benzetmem normal mi?              Gece, binalar nereye düştüm ben böyle? Aslında hepimiz böyle değil miyiz? Düşmüşüz bir yerlerden gelmişiz ve ne yapacağımızı bilmiyoruz. Sadece çok azımız bunu sorguluyor ve fark ediyoruz. Geriye kalanlar ise bunu sorgulamaya vakit bulamadan hayat telaşında kayboluyor.        Ayaklarım ağrıyor. Her ayağım ağrısında akılsız başın cezasını ayaklar çeker sözü gelir aklıma. Bu yüzden her yorulup bacaklarımı kanepeye uzattığımda acaba yine ne akılsızlık yaptım diye sorarım kendime. Cevabını yine bulamam. Bulmak istemem çünkü. Cevap vermeyeceğin sorulari ne diye sorarsın kendine diye sorarsınız siz de haklı olarak. Size bir sır vereyim mi? Ben akıllı görünen bir deliyim.  Evet kabul ediyorum bazen çok zorlanıyorum. Sürekli taklit yapmak zorunda kalmak yoruyor. Başka türlüsünü de denedim. Bazen kendim olmaya çalışınca beni kabul edemiyorlar. Toplum henüz bana hazır değil. Herkes bir yer edinmiş de kendine ben çok gelmişim sanki. Olsun bu cümlelere sigmaktan mutluyum. Yalnızca benim bir kitap olduğumu anlayanlar beni okuyabilir. Ümmi olmaları benim sorunum değil.      Dışarıdan korna sesleri duyuluyor. Ve "lay lay lay" diye bağıran erkek sesleri. Yine hangi takım şampiyon oldu diye merak etmiyorum. Havai fişekler atılıyor. Lacivert gökyüzünü renkler kaplıyor.  Sonra aniden dağılıyor renkler pis bir duman kalıyor. Gökyüzü can çekişiyor. "Daha ne kadar kirleteceksiniz beni" Bir kaç saniyelik renk cümbüşü gökyüzünü kandıramıyor. Gökyüzü artık kanmaz bu tür numaralara. Neyse siz eğlene durun. Ben yazmaya devam edeyim. Haftada bir kere izlediğim bir dizi var. Çok tuttu yıllardır çekiliyor. Bir kac bölüm sonra sezon finali yapacak. Canım sıkılıyor. Onsuz ne yapacağım ben? Yerini hangi şeyle dolduracağım? Sezon finali yapmasa olmaz mi? Ya da dizim sezon finali yapmışken ben de hayatima bir mola versem sezon finaline girse mesela hayatım. Ah ahh mümkün olmayan absürt şeylerin hayalini kuruyorum yine. Çaycı Hüseyin'in yanında gezen Şükrü olsam şu an hayal kurmak bizim işimiz derdim heralde. Ancak şükrü olmama gerek yok. Hayal kurmak benim işim.         Galatasaray marşı çalıyor. Benim tuttuğum takım şampiyon olmus demek. Çocukken sırf kırmızı rengi sevdiğim için Cimbomluyum derdim. Öyle de kaldik. Neyse gelelim asıl meseleye. Bu yazımın ana gündem konusuna. Bugün zengin oldum. Yok yok milli piyangodan büyük ikramiye çıkmadı. Çıksa zaten yazar mıyım sizce? Ee nasıl zengin oldum öyleyse? Bugün sevgili kıymetli eşim sağolsun nikahta istediğim mehrimi tamamladı. 5 Cumhuriyet altından sonuncusunu almış. (Geriye kalan 4 cumhuriyeti bana sormadan borç vermişti.) Hiç sorun değil.   Borçlar geri gelecek zaten. Neyse kendince bunu başarmış olmaktan mutlu. Aynı mutluluğu benden de bekledi sanırım. Keşke altınlarla mutlu olabilen bir karısı olsaydı. Zenginliğimin sebebi bu değil çünkü bu hafta aldığım ilk hediye değil bu. Asıl zengin olmamin sebebi bu hafta bir dostumdan kitap hediyesi almış olmak. Kitaplar benim en büyük zenginliğim. Kitaplar insanları dost yapar. İyi ki varlar...
·
182 görüntüleme
Asya okurunun profil resmi
Sen, ben misin acaba? Tıpkı beni anlatmışsın da.. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.