Gönderi

Onunla denk geldiğimizde her şey için çok geçti. Yaşanacak her şey yaşanmış. Bitmemesi temenni edilen tüm duygular bitmiş, güven duygusu başka başka insanlarda ziyan olmuştu. Renk renk çiçekler yapraklarını dökmüş, ılık bir sonbahar havası hâkimdi. Aynı hisleri, aynı duyguları paylaşan, ama birbirine geç kalan iki insandık. Ona bakarken kendimi görüyordum. Belki de o sebepten onu bu denli seviyordum. Uzaklara, çok uzaklara gitme isteği uyandırıyordu bende. Yüzü güldüğünde ise çocuklaşıyordum. Elini tutup götürmek istiyordum onu. Caddelerde koşmak, salıncakta sallanmak, şarkılar söylemek, şiirler okumak, yemekler yapmak, dizinde uyumak istiyordum elini hiç bırakmadan... Kalp ritimlerim değişiyordu onunla bu hayalleri kurarken bile. Elimi tutsa... Elimi sıkıca tutsa, benimle gelse delirirdim sanırım, mutluluktan... Ama dedim ya, sevmek, birbirini tamamlamak yetmiyor bazen. Ona bakarken asla biz olamayacağımız aklımın hep bir köşesinde yer etmişti. Bir gün elimi sıkıca tuttu. Gözlerimin içine baktı. Yuva gibi, baba gibi, dağ gibi, deli bir âşık gibi baktı. Avcumun içinden öptü ve dilinden şu cümleler döküldü; İzzet Günay'ın Türkan Şoray'a dediği gibi… Sevgi de yetmiyormuş, çok eskiden rastlaşacaktık. Eliza Pr Mia 📷 Film : New yorkta Sonbahar 2000 yılı Winona Ryder Richard Gere.
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.