Gönderi

Baştan çıkarma, silinemeyecek bir alınyazısının ağırlığı altında eziliyor. Dine göre baştan çıkarma şeytanın stratejisiydi; şeytanın bu stratejiyi bir büyücü ya da bir aşık edasıyla tasarlamış olmasının önemi yoktu. Baştan çıkarma, daima kötülüğün bir stratejisi olarak kabul edildi. Ya da dünyanın bir stratejisi olarak görüldü. O, dünyevi hayatın bir hilesi oldu her zaman. Öyle bir lanet ki, ahlakbilime ve felsefeye, günümüzde ise psikanalize ve "arzunun özgürleşmesi"ne karşın hiç değişmeden kalabilmişti. Günümüzde cinselliğin, kötülüğün ve sapkınlığın değeri artarken, lanetlenmiş olan her şey genellikle programlanmış bir dirilişi kutlarken baştan çıkarmanın karanlıkta kalması -hatta kesin olarak karanlığa gömülmüş olması- paradoksal bir durum gibi görünebilir.
Sayfa 7 - Ayrıntı Yayınları
·
295 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.