Gönderi

— Canım efendim, giden gitti. Eldekini korumaya bakalım gibi sözler vatan hıyaneti suçları idi. Kendi yurdumuz içinde yaşamak ve kalkınmak davası, bütün Meşrutiyet tarihinde korkulu ve korkakça olmaktan çıkmıştır. 1908 irredantizmi gitgide, bir yandan Turancılık bir yandan da İslâmcılık emperyalizmine doğru kanat açtı. Ordumuz zayıf, donanmamız daha zayıf, verimli gelir kaynaklarımız ecnebi kontrolü altında, ticaret ve iktisadi hayat azınlıkların ve yabancıların elinde, Türk vilayetleri sıtma ve nice bulaşıcı hastalıklar salgın içinde, bütçemiz ancak ödünçle maaş verilebilecek bir durumda, Yemen yurdun bir ucunda kanayıp giden bir yara, Arnavutluk yurdun öbür ucunda ikinci bir açık yara, Rumeli Balkan komiteleri çeteleri ile, Anadolu haydut çeteleri ile dolu, bugün Dürzü isyanı, yarın Dersim isyanı, hani bizi yarım asır rahat bıraksalar ancak kendimizi toparlayabilecek bir hâlde idik. Enver Paşa Sofya'dan henüz dönen Mustafa Kemal'e niçin Hindistan'ı fethetmeyi heves etmediğini soruyordu. Bir alay asker bile çoktu. Bir defa Osmanlı sınırlarına geçtik mi, Müslümanlar katıla katıla, bir insan çığı olup Hint kapılarına varacaktık. Zati onlar da bu kapıları açmak için bizim elimizin tokmağa dokunmasını bekliyorlardı. Mısır fethine doğru yola çıkan rahmetli Cemal Paşa'nın umudu da aynı değil miydi?
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.