Gönderi

68 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Altıncı Koğuş (Spoiler)
Pe-ka-la... Bu tuhaftı, hem de oldukça. Zihnimdeki bazı kavramların sınırlarının silikleştiğini hissediyorum. Birbirleri içinde kayıp gidiyorlar. Beklenmedik bir son! Hala sindirmiş değilim. Kitap kabaca "delilik" dediğimiz kavramı irdeletiyor. Kime göre veya nasıl oluştuğu ile ilgili değil. Sadece kelimenin anlamı üstünde duruyor: delilik. Nedir? Bunu tarafsız bir tutumla yapmaya çalışırken yazarın başarısız bir girişimde bulunduğunu düşünüyor hatta bundan hiç olmadığım kadar emin de oluyordum. Sonuçta bir deli ile sıradan bir insanın arasındaki farkı kavramak o kadar da zor olmasa gerekti? İvan deliydi mesela, Moyseyka, Gromov... Bunların her biri davranışlarında aşırılığa kaçmış ve düşüncelerinin hayatlarına kara bir bulut gibi çökmesine izin vermiş kişilerdi. Tek bir düşüncenin... İlerleyen sayfalarda aklıma geliyor, ara sıra ben de izin veriyorum tek bir düşüncenin hayatımı kontrol etmesine, yeterli bir tanım olmasa da idare edeceğim sanırım. Öte yandan aklımı kurcalıyor; örneğin Nikita, o da sabit düşünceli hatta hakaret olmasın oldukça sığ bir insandı. Aynı şeyi tekrar edip duruyordu belki de. Ve bunu sorgulamıyordu bile! Toplum tarafından kabul görüldüğü için hala parmaklıkların diğer tarafında olmayabilir miydi? Ya da hastanedeki diğer çalışanlar yaptıkları usulsüzlükler, her biri bir çeşit deliliğe örnek değil mi? Bir çeşit bozukluk, normal olanın dışında... Bu bizim ilk tanım işte. Ama neden, onlar neden deli değil? Bunlar zihnimde kendine yer bulmaya çalışırken bir şey fark ettim, ses çıkarmadan öylece zihnimin bir köşesine bırakılmıştı. Normal olmayan her şey delilik filan değil. Dahası insanı doğası itibari ile ele almak bile bunu desteklerdi, o halde kitaptaki 'deliler' gerçek mi? Bu soruyu kendime birkaç kez sordum. Absürt geldi ama sanırım kapatılmak ve deli diye adlandırılmak gerçekten de sadece bir tesadüfün eseriydi. Kimse ne tarafta olacağına karar veremiyordu. Bu etrafımızdakilerin yaptığı bir şeydi. En basit örneği; birkaç terim bilen (ki bildiğini iddia etmesi bile yeterli) bir insan sizin yaşamınıza hükmetmek için birtakım yetkilere sahip sayılıyordu ve siz... İtaat ediyordunuz? Cahil olduğunuzu varsaymaktan gelen istençli bir kölelik... Kölelerin köleleri yönettiği bir düzen! Ve onların da daha nicesi tarafından kontrol altında tutulduğu... Andrey... Ahh acaba o nasıl hissediyordu? Muhtemelen pişman. Tedirgin? Kesinlikle korkmuştur. Belki de tatmin olmuştur, sonuçta bihaber olduğu gerçeği buldu. Bulmak istiyor muydu? Olduğunu düşünmediği bir şeyi bulmak... Emin olamadım. Yine de anlamıyorum. Neden hastaneye kapatıldı ki? Tahammül etmeye çalışmayı bıraktığı için mi? Alışkanlıklarından vazgeçtiği? Belki de sadece bir "deli" ile konuştuğu için... Oysaki onun adına yemin bile edebilirim. O, Andrey, hasta değildi. Bir deli hiç değil! Sadece düşünüyordu.. Sıkılmıştı, dünya gözünde fazla basit geliyordu... Bu onun hatası, daha doğrusu neden hastalığı olsundu ki? Andrey'in iyiliğini istediğini ve ona yardım ettiğini sanan kişiler nasıl da adamışlardı oysaki kendilerini bu işe. Onu geç olmadan kurtarmaları gerekiyor gibiydi. Sonuçta bir deli ile konuşan yalnızca bir deli olurdu öyle değil mi?
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202271bin okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.