Gönderi

Sonra Canan Önce Canan
insan sevdiğine son kez bakamaz oysa ben deşilen bir yaranın nereye akacağını bilmeden, ellerim ceplerimde, bir gitmek sakladım bir gitmek ki; suriye kadar dağıldım her seferinde bunu kimse fark etmedi ne kazandığım zaferler, ne rusya, ne united states of america tek yapmam gerekeni beceremediğim günden beri nereden başlamamam gerekse her şeye oradan başladım bileklerime bir jilet kadar yakınken dünya yola; kanlı bir kahkaha gibi çıktım mesela. yâr dedim; sana güneşle salyangoz arasındaki mesafe kadar mahkûm edildim adımı değiştirdim fırsat buldukça adım ki kendini taşımaktan izleri silinir kapısı bir kış günü telaşla çalındığında vaaza ve akıl vermeye başlayan karıncaların suçu gibi hayat biraz küstah, henüz ilk sayfasında bütün kahramanları öldürülen bir roman gibi biraz da. bana kalırsa boynuma ütülü elbiseler giyen adamlar gibi sarılmaktan vazgeç. çünkü ben her sabah suyun söndüremediği yerlere çelenk, aynalara kırışık taşıdım yeni bir çağ, dostlarımızı bile gözümüzün bir yerlerden ısırmadığı o sabah başladı evet ben hiç terk edilmedim ben hep yok edildim bağırdım ağzımı elimle kapatarak keşke doğru yaptıklarımdan değil, yanlış yaptıklarımdan pişman olsaydım kimse tarafında alkışlanmayan bir meziyetse bu size adres sorduğumda tereddütsüz söyleyin elli metre ileri git, sağa dön ve asla bir daha geri gelme ne kalacaksa yaşadığım bunca çıldırmaktan geriye vaktinde gelmeyen her şey kadar haindir
Bülent Parlak
Bülent Parlak
Her Şey İçin Çok Geç
Her Şey İçin Çok Geç
·
506 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.