Bana göre Türk edebiyatının ilk romanı Kürk Mantolu Madonna'dır. Işıl ışıldır, ışıldar. Seçmez, insanı anlatır çünkü. Seçmeye başladı mı insan, kendi gibi olana önce, sonra kendine yamanır. Bir de Ahmet Hamdi Tanpınar vardır. Aynen. İnsanı anlatmak açısından. Zaten tüm romanlar ve öyküler insanı anlatmaz mı? Araya ise mutlaka Oğuz Atay'ı sokuştururum. Finali ise, artık ülke sınırları dışına çıkmış, dünya edebiyatını büken adam, Orhan Pamuk ile yaparım. Okumadığım tek bir sözü yoktur.
Siteye ilk düşürdüğün saatlerde okudum. Moskova'ya gidiyordum. Güldüm de güldüm. Dreksiyonda Özbek Azamat vardı. Arkada ben ve ortağım. Ne gülüyon böyle kıkır kıkır, dedi ortağım. Hiç, dedim, sadece komik şeylere gülmez insan, güzel şeylere de güler. Doğru şeylere de. Gülmem ondan. Memnuniyetime gülüyorum, dedim. Üç külah dondurma aldık Mc.Donalds'dan. Yüksek sesle okudum ben de yazdıklarını. Kar'ı okumadım galiba, dedi ortağım. Oku, o zaman, dedim. Okurum, bitirdiğimde şu güldüğün şeyi bi de bize at bakem, dedi. Canının sağlığı, elbette, dedim. Uğur fark etmez zati, dedim.
Şapkam olsa billahi çıkarırdım. Alsam mı bi şapka bilemedim. Arada çıkaracak şapkası olmalı insanın.
Ömrüne bereket.