Gönderi

block içeri girer, isa heykeline bakar. daha sonra rahibi fark eder ve konuşmaya başlar: -yapabildiğim en iyi şekilde günah çıkarmak istiyorum ama kalbim sanki bir boşlukta. boşluk bir aynadır. kendi yüzümü görüyorum, dehşet ve korkuya kapılıyorum. insanoğluna karşı olan ilgisizliğim beni bu dünyadan çıkardı. rüyalarımdaki bir mahkumum, hayaletler dünyasında yaşıyorum. - ve hala ölmek istemiyorsun. - evet istemiyorum. -neyi bekliyorsun peki? -bilgi. -garanti istiyorsun yani. -nasıl istiyorsan öyle söyle. herhangi birinin duygularıyla tanrıya inanmak çok mu zor? neden o hep belirsiz sözlerin ve görülmeyen mucizelerin ortasında saklanmak zorunda. kendimize bile inanmazken başkasına nasıl inanç duyabiliriz? benim gibi inanmak isteyen ama yapamayanlara ne olacak? ya inanmayan, inanamayanlar? içimdeki tanrı'yı neden öldüremiyorum? neden alçaltıcı ve acı verici şekilde içimde yaşamaya devam ediyor.neden her şeye rağmen bu gerçeklikten kurtulamıyorum? dinliyor musunuz? - dinliyorum. -ben bilgi istiyorum inanç değil. tahmin etmek değil sadece bilgi. tanrıdan elini çıkarmasını, yüzünü göstermesini ve benle konuşmasını istiyorum. ama o hala sessiz. geceleri onun için hep ağlıyorum . fakat kimse yokmuş gibi görünüyor. belki de gerçekten yoktur. o zaman hayat anlamsız bir korku. hiçbir insan ölümle ve her şeyin hiçbir şey olduğunu bilerek yaşayamaz. çoğu insan ne ölümü düşünür ne de hiçliği. ama bir gün hayatın son anlarında karanlıkla yüzleşmeleri gerekecek. o gün... korkumuzdan bir imge yaratır ve sonra o imgeye tanrı adını veririz.
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.